Yeni bir araştırma, su şişelerindeki plastik parçacıklarının sayısıyla ilgili korkunç bilgiler ortaya çıkardı. Buna göre bir litrelik bir şişede, 240 bin adet, yani tahmin edilenden 100 kat daha fazla nanoplastik var.
Günümüzün en büyük problemlerinden biri mikroplastikler. Bu plastik parçacıkları, sahillerden içtiğimiz şişelerdeki sulara kadar her yerde bulunuyorlar. Çevreye zararlı oldukları kadar insanlar için de korkutucu etkilere sahipler. Araştırmacılara göre beyne, bağışıklık, üreme ve sinir sistemlerine zarar verebiliyorlar. Ayrıca kansere neden oldukları da söyleniyor.
PNAS üzerinden yayımlanan yeni bir araştırma ise bu parçacık sorunun bilinenden çok daha kötü ortaya koyuyor. Çalışma bulgularına göre her gün tükettiğimiz bir litrelik su şişelerinde tahmin edilenden 100 kat daha fazla plastik parçacığı var.
Bir litre şişe suda 240 bin nanoplastik bulundu
Uzmanlar, büyüklüğü bir virüs kadar olan 50-100 nanometre aralığındaki plastik parçacıklarını bulmak için yeni bir teknik kullandı. Çalışmada, 1 litrelik su şişesi örnekleri incelendi. Mikroplastiklerin 5 milimetre ve daha küçük parçacıklara verilen isim olduğunu belirtelim. Burada keşfedilen parçacıklar ise çok daha küçük olmaları nedeniyle “nanoplastik” olarak adlandırılıyor.
Araştırmacılar, şimdiye kadar nanoplastikleri belirlemek için hızlı ve verimli teknikler bulamamıştı. Bu da hem çevresel hem de sağlığımıza olan etkiler konusundaki araştırmaları zorlaştırıyordu. Yeni çalışma da işte tam bu konuda devreye girdi. Yazarlardan Wei Min, “Yepyeni bir dünyanın kapılarını açtık.” ifadelerini kullandı.
Çalışma sonucunda sadece bir litre su şişesinde ortalama olarak 240 bin nanoplastiğe ulaşıldı. Şişelerde çeyrek milyon adet bulunmaları, tahmin edilenden 10 ila 100 kat daha fazla oldukları anlamına geliyor.
Şişelerde zararlı birçok nanoplastik türüne ulaşıldı
ABD’deki Rutgers ve Columbia Üniversitelerindeki bilim insanları, çalışmada üç farklı markanın şişelenmiş sularını çok ince bir tabakayla filtrelediler. Ardından da şişelere nanoplastikleri bağlayan kimyasalları tanımlamaya yarayan iki lazeri tuttular. Bunun ardından da sadece parçacıkların miktarını belirlemek kaldı ve korkunç sonuca ulaşıldı.
Tüm bunlara ek olarak nanoplastik türleri arasında ayrım da yapabildiler. İlginç bir şekilde, şişelerin çoğunu oluşturan polietilen tereftalata (PET) beklenilenden az sayıda ulaşıldı. Bunun yerine polistiren gibi zararlı maddelere ulaşıldı. Bunların, şişeleme veya arıtma sürecinde şişelere geçmiş olabileceği ifade edildi.
Sonuç olarak araştırma, plastik parçacıklarının artık her yerde olduğunun ve durumun ciddiye alınması gerektiğinin bir başka göstergesi. Önceki yıllarda, mikroplastiklerin ilk kez insan kanında dolaştığının bulunduğunu bile görmüştük.