Sofralarınıza dâhil ettiğiniz tuzun, iyotlu mu yoksa iyotsuz mu olduğuna hiç dikkat etmiş miydiniz? Bugüne kadar belki de çoğumuz, çeşitli yerlerden iyotun ne kadar zararlı olduğunu duyduk ve bu gıdayı almaktan çoğu zaman kaçındık. Ancak iyot, düşündüğümüz gibi uzak durulması gereken bir gıda değil.
Uzak durmak şöyle dursun aslında iyot, vücudumuz için gerekli olan anahtar gıdalardan biridir. Vücudun enerjiyi yönetip gerekli ısıda kalabilmesine ve beynin, kalbin ve kasların tam performans gösterebilmesine katkı sağlar.
Peki bu gıdayı hiç almadığımızda vücudumuza neler olur ve özellikle beynimiz bundan nasıl etkilenir?
Mikro bir besin olan iyot, hayatımıza sağlıklı bir şekilde devam edebilmek için ihtiyaç duyduğumuz gıdaların başında gelir.
Aslında iyot, küçük miktarlarda almamız gereken bir besindir fakat onu hiç tüketmediğimiz bir senaryoda, bizi felakete sürükleyebilir. Örneğin bu gıdanın eksikliği, tiroit hormonlarının sentezi için oldukça gereklidir.
Çünkü tiroit hormonları, fetal ve doğum sonrası erken dönemde ortaya çıkan beyin gelişimi için gereklidir. Yani bu mikro gıdanın eksikliği, ciddi doğum kusurlarına ve geri dönüşü olmayan zekâ geriliğine sebep olabilir.
Bundan 6 yıl önce UNICEF ve GAIN’in yaptığı bir araştırmaya göre dünya çapında her yıl doğan yaklaşık 19 milyon bebek, iyot eksikliğiyle karşı karşıyadır.
Bu sebeple hamilelik ve bebeklik döneminde yetersiz iyot, nörolojik ve psikolojik bozukluklara yol açarak bebeğin IQ’sunu 8 ila 10 puan azaltır. UNICEF beslenme danışmanı Roland Kupka’ya göre bir çocuğun yaşamının ilk yıllarında aldığı besinler, onun hayatı boyunca beyin gelişimini etkiler.
Çünkü doğumdan 3 yaşına kadar yaşamın ilk anları, bir çocuğun gelişimi için en kritik dönemlerdir. İyot eksikliği de çocuğun ortalama ilk 3 yılında; beslenme, oyun ve erken öğrenme gibi koruyucu ve teşvik edici aktivitelerinin yanı sıra yaşam boyu beyin gelişiminin şekillenmesinde önemli bir rol oynar.
Aslında iyot çoğumuzun yediği içtiği şeylerde nadiren bulunur ve genellikle sofra tuzuna eklenir.
Bu sebeple sofralarda kullanılan tuzun iyot içermesi oldukça önemlidir. Bu besin sofra tuzu dışında ise deniz yosunu, tuzlu su balıkları, kabuklu deniz ürünleri, yoğurt, yumurta, süt, peynir gibi gıdalarda çok küçük miktarlarda bulunur ancak tuz kadar etkili değildir.
Elbette iyotun eksikliği, rahatsızlıklara neden olabileceği gibi fazla alınması da çeşitli problemlere davetiye çıkarabilir. Örneğin aşırı iyot alımı, tiroit bezinin aşırı aktif hâle gelmesine ve hipertiroidizme sebep olur.
Hipertiroidizmin belirtileri arasında ise aşırı terleme, titreme, kilo kaybı ve huzursuzluk bulunur. Yine iyot fazlalığı, guatrın oluşumunu tetikleyebilir ve çeşitli tiroid hastalıklarına yol açabilir.
İyot, tiroitlerin çalışması için elbette gereklidir ancak tam tersi şekilde tiroit hastası olanlar, bu hastalığını olumsuz etkilememesi adına iyotlu tuzdan uzak durup iyotsuz tuz tüketmelidir.
Özetle sofra tuzlarındaki iyot, yaygın bilinenin aksine zarardan çok yararlıdır. Bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta, bu besinin yeterli bir şekilde aşırıya kaçmadan alınmasıdır. Bilhassa hamilelik dönemindeki kadınların hem kendileri hem de bebekleri için iyot dengesini kurabilmesi büyük önem taşır.