Etrafınızdaki memeli hayvanların tıpkı kadınlar gibi âdet döngüsüne girmediğini hiç fark ettiniz mi? Memeliler kategorisinde insanların da olduğunu biliyoruz ve pek çoğumuz diğer memeli türlerinin de âdet olduğunu düşünmüş olabilir ancak bu düşünce, yaygın bilinen bir yanlış.
Âdet döngüsünü bilimsel olarak açıklamak kabul edelim ki oldukça komplike bir konu. Dışarıdan bakıldığında açıklaması oldukça kolay gibi gözüken bu döngü, memeli grubunda aslında pek çok hayvanda gerçekleşiyor.
Özellikle köpeklerde tıpkı insanlarda olduğu gibi düşünülen bu döngü, gerçeği yansıtmıyor. Peki bu konunun tam olarak doğrusu nedir ve hangi memeliler âdet döngüsüne giriyor?
Memeliler grubunda en yakın tanıdığımız hayvanlar, kediler ve köpekler. Köpeklerin belli zamanlarda bir süre kanadığını görmüşüzdür ancak bu, âdet oldukları anlamına gelmiyor.
Köpeklerdeki âdet döngüsünün insanınkine benzediğini düşünsek de köpeklerin asıl kanama nedeni kızgınlık dönemine girdiklerinde vajinal duvarlarındaki kılcal damarlarının çatlaması. Yani âdet olma gibi bir durum söz konusu değil.
Aslında evet, hem kediler hem de köpekler âdet görüyor. Ancak bu süreç tam olarak bizdeki gibi işlemiyor; onların âdet döngüsü, daha ‘gizli’ ilerliyor. Çünkü bu süreç onlarda insanlardaki gibi dışarıdan değil, içeriden işliyor. Köpekler her 6 ayda 1, kediler ise tıpkı bizim gibi her ay âdet görür.
Zaten ayrım da burada başlıyor, pek çoğumuzun diğer memelilerin âdet olmamasını düşünme sebebi dışarıdan bizler gibi kanamaması. Tabii burada şempanzeleri ayrı tutmak lazım çünkü onlar da tıpkı bizim gibi açık âdet görüyorlar. Ayrıca memeli grubunda; orangutanlar, goriller ve babunlar da açık âdet görür.
Ek olarak, 1985’te Kenya’daki Amboseli Ulusal Parkı’nda babunlar üzerinde yapılan gözlemlere göre; âdet öncesi ağaç tepelerinde normal zamanlarının 2 katı daha fazla zaman geçirmişler ve normalden %15 daha fazla beslenmişler. Kulağa tanıdık geliyor.
Bazılarınıza çok şaşırtıcı gelebilir ancak yarasalar da açık âdet gören hayvanlar arasında.
Biology of Reproduction dergisinde yayımlanan 2020 tarihli bir makalede belirtilenlere göre âdet kanamasının gözlemlendiği en az üç yarasa türü var. Siyah çobanaldatan yarasa molossus ater ve yabani fulvous meyve yarasası rousettus leschenaultii, insana en çok benzeyen özellikleri gösterenlerdir.
Gelelim asıl sorumuza, neden sadece insanlar, primatlar ve bazı yarasa türleri açık âdet görür?
Bu türlerin ortak bir özelliği, hemokoryal plasenta adı verilen bir plasenta türüne sahip olmalarıdır. Hemokoryal plasenta, rahim duvarının tüm katmanlarını delerek, anne ve embriyo arasında doğrudan bir kan bağlantısı sağlar. Bu, embriyonun daha fazla besin almasını sağlar ancak aynı zamanda annenin bağışıklık sistemini de zorlar.
Buffalo Üniversitesi biyolojik bilimler profesörü olan Vincent J. Lynch, bu konunun açıklamasını “İnsan gibi bazı memelilerde plasenta gerçekten istilacıdır, bu nedenle rahim duvarından geçerek anne dokusuna kadar ilerler. Diğer memelilerde ise plasenta sadece rahim duvarına temas eder.” şeklinde yapmış.
Daha önce, insanların neden tıpkı diğer canlılar gibi çiftleşme dönemine girmediğine dair bir içerik yapmıştık:
İnsanlar Olarak Neden Diğer Canlılar Gibi Çiftleşme Dönemine Girmeyiz? Yoksa Giriyoruz da Farkında mı Değiliz?
Yarasaların da açık âdet görmesi bizi şaşırtmadı desek yalan olmaz.