Şimdinin telefonları, tabletleri, bilgisayarları ve kulaklıklarını göz önüne aldığımızda, kablosuz bir dünyada yaşadığımızı söyleyebiliriz. Özellikle birbirine dolaşan kabloların büyük oranda tarihin tozlu raflarına kaldırıldığı düşünüldüğünde, kablosuz kulaklıklar hayatımızın merkezinde.
Güncel teknolojinin hayatımızı kolaylaştırmaya yönelik olduğuna herhangi bir şüphe yok ancak söz konusu sağlığımız olduğunda işler biraz karışıyor. Vücudumuzu etkisi altına alan radyasyon ise en büyük endişe kaynaklarından.
Peki Bluetooth ile çalışan kablosuz kulaklıkların yaydığı radyasyonlar, bize gerçekten zarar veriyor mu?
Öncelikle Bluetooth teknolojisine değinelim.
Cihazları genellikle kablolara ihtiyaç duymadan birbirine bağlayan Bluetooth teknolojisi, multimedya görüntüleme ve dinlemede âdeta bir devrimdir. Bu sistem, belirli bir mesafedeki cihazları bağlamak için kısa menzilli ve 2,4 GHz aralığındaki radyo dalgalarını kullanır.
Cihazlar arasında kısa mesafeli veri aktarımına olanak tanır ve kullanıcılara, ses dosyaları gibi verileri herhangi bir ekipmanı fiziksel olarak kurmaya gerek kalmadan anında aktarma olanağı sağlar.
Çok sayıda modern kulaklık modelinde standart bir özellik hâline gelen Bluetooth teknolojisi, yaşamı büyük oranda kolaylaştırsa da bazı endişelere gebedir.
Bu temel endişelerden biri, Bluetooth kulaklıkların yaydıkları radyasyondur. Radyasyon, iyonlaştırıcı olan ve iyonlaştırıcı olmayan şeklinde ikiye ayrılır. İyonlaştırıcı olmayan radyasyon, atomları hareket ettirecek bir enerjiye sahiptir fakat bu atomlardan elektronları uzaklaştırmayı başaramaz.
Buna karşılık iyonlaştırıcı radyasyon ise her ikisini de yapma gücüne sahiptir. Ayrıca iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun enerjisi çok daha azdır. Bu az miktardaki enerji de insan sağlığına verilen zararın en aza indirgendiği anlamına gelir.
Öte yandan X ışınlarını ve radyoaktif atıkları içeren iyonlaştırıcı radyasyon, insan dokularına ve DNA’sına zarar verme potansiyeli taşır.
Radyasyondan hasar görmüş hücreler, vücut onları doğru şekilde onarmazsa veya onlardan kurtulmazsa kansere dönüşebilir. Bluetooth teknolojisi ise iyonlaştırıcı olmayan bir radyasyon türüdür. Yani kansere veya ölümcül rahatsızlıklara sebep olmaz.
Örneğin cep telefonları, Bluetooth kulaklıklara göre hücresel iletişim kurmak için çok daha yüksek bir güçte çalıştıklarından daha yüksek düzeyde radyo frekansı yayar. Yani Bluetooth kulaklıklar, radyasyon noktasında cep telefonlarından daha masumdur.
Bunun yanında bir kulaklığın ne kadar miktarda radyasyon yaydığı da oldukça merak edilir. Tıpkı bu videoda da olduğu gibi radyasyon ölçüm cihazıyla, Bluetooth kulaklığımızın yaydığı radyasyon miktarını görebiliriz.
Ayrıca iyonlaştırıcı olmayan radyasyon genellikle vücut dokuları tarafından emildiğinde ısı üretir.
Bluetooth cihazlarının düşük güç çıkışı sebebiyle bu ısıtma etkisi minimum düzeydedir. Yani Bluetooth kulaklıkların yaydığı iyonlaştırıcı olmayan radyasyon seviyeleri, önemli doku ısınmasına veya diğer zararlı biyolojik etkilere neden olmadığından, insanların maruz kalması açısından şimdilik güvenli kabul edilir.
Ancak bu kulaklıklar, potansiyel bir kanser riski taşımasa da uzun süre şiddetli ses seviyelerinde kullanıldığında bir tümörden bile çok daha tehlikeli olabilir. Bu tehlike ise şüphesiz işitme duyumuzla ilişkilidir.
Çocuk, genç veya yetişkin fark etmeksizin kulaklığı oldukça uzun saatler kullanmak işitme kaybı açısından ciddi bir risk taşır. Bu sebeple kullanım süresini sınırlamak ve 8 saatten fazla 85 desibelin üzerine çıkmamak kulak sağlığımızı korumamız için önemlidir.