Halihazırda kadınlar için haplar, rahim içi spiraller ve iğneler olmak üzere bir dizi etkili doğum kontrol seçeneği bulunmakta. Bu da gebeliğin önüne geçme konusunda yükün çoğunun kadınlar üzerinde olduğunu gösteriyor ve istenmeyen gebelikler hala görülmeye devam ediyor.
Kadınlarla karşılaştırıldığında erkeklerin bu anlamda başvurabileceği yöntemler ise oldukça kısıtlı ve riskli. Prezervatifler zaman zaman işlevini yerine getiremezken, vazektomi işlemi ise zahmetli cerrahi işlemler gerektiriyor ve kalıcı olarak kısırlaşmaya sebep oluyor.
Bu noktada bilim insanları doğum kontrol konusunda kadınlar kadar erkeklerin de etkili olabilmesi adına, erkekler için bilinen bu doğum kontrol yöntemlerine ek olarak, yakın gelecekte birkaç alternatifin daha kullanılmasının mümkün olacağını aktarıyor.
Öncelikle erkekler için başarılı bir üreme, başta testosteron olmak üzere hormonların birbirleriyle olan başarılı etkileşimiyle başlar. Hormonlar, sperm üretimi için permatogenez adı verilen bir süreç adı altında vücuda sinyaller gönderir.
Bir erkek, ergenliğe ulaştıktan sonra sürekli olarak devam eden bir yenilenme süreci döngüsüne girer ve spermin gelişmesi ve olgunlaşması yaklaşık 74 gün sürer. Olgun sperm ise düzenli olarak yeniden stoklanan bir üreme materyali deposu olan testislerde toplanır.
Erkek boşaldığında 250 milyondan fazla sperm, testisleri terk eder ve döllenmek için yumurta aramaya başlar. Eğer bu spermler, kendilerini bir vajinanın içinde bulursa, rahme doğru ilerler ve burada sağlıklı ve verimli bir yumurtaya rastladığı takdirde bu durum gebelikle sonuçlanır.
Kadın doğum kontrolünde ayda bir ila iki verimli yumurta üreten süreç engellenmeye çalışılırken, erkek doğum kontrolü milyonlarca spermi durdurmayı hedeflemek zorundadır.
Bilim insanları, doğum kontrol sorumluluğunu kadınlar kadar erkeklerin de üstlenebilmesi için haplar, jeller ve implantlar üzerinde çeşitli çalışmalara hız kesmeden devam ediyor.
Üstelik gelecekte kullanılabilmesi mümkün olan bu alternatifler, prezervatiften çok daha kullanışlı ve güvenliyken; erkekler için kalıcı kısırlaşmaya sebep olan vazektomiden ziyade istenilen süreçte geçici bir kontrol vadediyor. Ayrıca bu uygulamaların bazıları, kadınlar için rahatsız edici yan etkilere sebep olan hormonlar olmadan geliştirilmekte.
Erkekler için doğum kontrol seçenekleriyle ilgili çalışmalarını uzun yıllardır sürdüren Heather Vadhat, bu olası alternatifleri “Bunu hakkaniyette büyük bir değişim olarak görüyorum”. cümlesiyle ifade ediyor.
Erkeklerin hormonal doğum kontrolü üzerindeki alternatiflerinden biri olan jeller, yakın gelecekte yaygın kullanımı en olası olan uygulamalardan.
Bu jel, erkek üreme hormonu olan testosteronu artık sperm üretemeyeceği bir seviyeye düşüren, progesteron ismi verilen sentetik bir kadınlık hormonu içerir. Jel, erkeğin omuzlarına ve kollarına her gün uygulanır ve cilt tarafından emilir. Kişi bu jeli kullanmaya devam ettiği sürece, kısırlığa sebep olan doğum kontrol hormanları serbest kalmaya başlar.
Konu üzerindeki çalışmalarını sürdüren araştırmacı Christina Wang, jelle doğrudan ilişkinin çok az yan etkisi olduğunu ve sonuçların gerçekten umut verici olduğunu ifade ediyor. Ayrıca bu jel, düşük libido gibi yan etkileri önlemek için vücuda geri eklenen az miktarda testosteron içerirken, testosteron seviyelerinin sperm üretemeyecek kadar düşük olmasına katkı sağlıyor.
2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, söz konusu bu jel 99 erkekte test edildi ve %90’ının geçici kısırlık yaşadığı tespit edildi.
Katılımcıların bazıları, tıpkı kadınların doğum kontrol süreçlerinde karşılaştığı gibi kilo alımı, düşük libido, akne ve ruh hali değişimi gibi benzer yan etkiler yaşadı ancak bu etkiler varlığını sürdürse de esas amaca ulaşmak için çalışmalarına devam eden Wang, bu jeli test etmek için 400 çift üzerinde çeşitli araştırmalar yapmaya devam ediyor.
Araştırmacı, testlerde yer alan erkeklerin önümüzdeki 3 yıl boyunca değerlendirileceğini ve yaklaşık 2030 yılına kadar bu yöntemin yaygınlık kazanacağını ileri sürüyor.
Bu konuda araştırılmaya devam edilen bir diğer alternatif ise haplar.
Tıpkı kadınların kullanımına devam ettiği gibi erkeklerde de cinsel ilişkiden yaklaşık 30 dakika önce alınabilecek ve etkileri yaklaşık bir gün sonra geçecek olan bir doğum kontrol hapının, bu anlamda umut vadedeceğine dair araştırmalar sürüyor.
İlaç, çözünür adenilil siklaz (sAC) ismi verilen bir enzimi hedefleyerek çalışıyor ve bu enzim baskılandığında sperm, vajinadan öteye geçemiyor. Bilim insanları, bu deneysel ilacı ilk etapta farelere uyguladı ve fareler, ilacı aldıktan 15 dakika sonra kısırlaşmıştı. İki saat sonrasında ise ilacın etkisi geçmişti ve farelerin doğurganlık seviyeleri normale dönmüştü.
Araştırmacılar, önümüzdeki 2-3 yıl içinde bu hapları insanlar üzerinde test etmeyi umuyor ve bu denemelerin, ilacı piyasaya hazır hale getirecek sonuçlar vermesinin 10 yıl alabileceğini ifade ediyor.
Gelecekte Yaşlılar da Genç Görünebilir, Hem de Estetiksiz: İşte Bu Konuda Fareler Üzerinde Yapılan Çalışmalar
Erkeklerin herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanma konusunda istekli olmayacağı ve kadınların onlara güvenmeyeceği hakkında bir klişe varlığını sürdürürken, 2022’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından paylaşılan bir ankette bu hipotez tamamen çürütüldü.
5000 kişi üzerinden yapılan küresel bir ankette, erkeklerin birçoğunun doğum kontrol yöntemi deneme konusunda istekli olduğuna ulaşıldı. Bu konuya en az hevesli katılımcılar ABD’de iken en heyecanlı olanları Nijerya’daydı.
ABD’deki erkeklerin yaklaşık %40’ı bu doğum kontrol seçeneklerini piyasaya çıktığı an deneyeceğini ifade ederken, Nijerya’daki erkeklerin %80’i bu konuda çok daha ilgiliydi ve Nijeryalılar, kadınların yanında erkekler için de bu tip alternatiflerin geliştirilmesi konusunda geç bile kalındığını ifade etti.
Bilim insanları, istenmeyen gebeliğin önüne geçebilmeyi hedefleyerek, çeşitli doğum kontrol alternatifleri geliştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
İçinde bulunduğumuz her gün bu konuda çalışmalarını ve testlerini sürdüren araştırmacılar, şu an gelinen noktada erkeklerin de hap ve jel formlarıyla doğum kontrol noktasında çok yakında etkili olabileceğini ifade ediyor.