Sadakat, kelime anlamı olarak “içten bağlılığı” temsil etse de iş hayatında bu göründüğü kadar masum olmuyor. Eğer çalıştığınız yerde gösterdiğiniz sadakatten dolayı sömürüldüğünüzü veya hakkınızın yendiğini düşünüyorsanız, bu düşüncenizi haklı çıkaracak çalışma mevcut.
Yıllarca psikoloji, evrimsel biyoloji ve iş etiği derken sadakatin pek çok faydası, sadakatsizliğin de olumsuz sonuçları olduğu açıklansa da Amerika’daki Duke Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada, işlerin pek de sandığımız gibi olmadığı ortaya çıktı.
“Bunca yıldır gösterdiğim sadakat boşuna mıydı?” diye sorgulamaya başladıysanız araştırma detaylarına göz atarak aynı pozisyonlarda olup olmadığınıza bakabilirsiniz.
Sadıksanız kişisel fedakârlıklar yapıyor olabilirsiniz.
Sadakate bakış açınız değişebilir çünkü birçok iş yerinde her ne kadar sadakat, ahlaki bir erdem olarak görülse de bazılarında orantısız şekilde kullanılıyor ve adaletsiz yönetim uygulamaları ortaya çıkıyor.
Bağlılık, hoşlanma, sevgi, özdeşleşme gibi duygulardan hangisini sadakatle bağdaştırırsanız bağdaştırın, sadıklardan beklenen eylemler genellikle sadakatleri için kişisel fedakârlıkları kapsıyor. Bu da şu demek oluyor: Eğer kişisel bir maliyete yol açacak olsa bile sadık kişi, bireyin veya grubun çıkarları doğrultusunda hareket edebiliyor.
Sadakatle gelen ödülsüzlük
Bazen ne yaparsanız yapın ödüllendirilmezsiniz, ekstra ücret almazsınız veya sadakatinizi tebrik edecek bir davranış ile karşılaşmazsınız. Bu durum, birçok iş yerinde mevcut. Fazladan ücret olmadan, somut ödüller verilmeden sadık kişilerden daha fazla iş yapması, hatta iş tanımında olmayan görevleri de üstlenmesi bekleniyor.
Bu durumdan da sadece yönetim faydalanıyor. Yani yönetim, işçilerin zararından aslında fayda sağlamış oluyor. Ne kadar etik değil mi?
Tabii ki bu durumda da birilerinin yöneticilere, çalışanları elinde tutmak için motive gerektiğini, haksız avantaj sağlanmamasını söylemeli. Planlanmış izin günleri dışında ve geç saatlere kadar çalışmalar ödüllendirilmeli, üstüne de kötü davranılmamalı.
Sadık çalışanlar, yöneticiler tarafından “ironik ve seçici” şekilde sömürüye hedef oluyor.
Araştırma; hiçbir ödül almadan birkaç akşam geç saatlere kadar çalışanları, iş görevleri ile ilgisi olmayan rahatsız edici görevleri üstlenenleri, kişisel fedakârlıklar yapmaya hazır olanları, iş yerinde sömürülmeyi reddeden kişileri ve sömürücü davrandığını kabul eden yöneticileri kapsıyor.
Sonuç ise sadık çalışma konusunda insanları düşündürecek türden oluyor. Sadık çalışanların, varsayımsal senaryolarda yöneticiler tarafından sömürülmek üzere seçici olarak hedef alındıkları ortaya çıkıyor. Bu hedefin sebebi ise sadık insanların, kişisel fedakârlıklar yapmaya hazır olması.
Bu ve bunun gibi sonuçlar ne olursa olsun sömürü türlerinde olumlu adımlar atılmadığı sürece belirli işçi grubu, sömürünün hedefi olmaya devam edecek. Araştırmacılar, son sözlerine ise şunları da ekliyor: Sadakat tipik olarak örneklenmeye değer bir ahlaki erdem olarak lanse edilse de araştırmamız, sadık çalışanların diğer çalışanlardan daha sömürülebilir olarak algılandığını gösteriyor.
Sizin bu konu hakkındaki düşüncelerinizi ve deneyimlerinizi merak ediyoruz. Sizce de sadık birer çalışan olmak, sömürü altında kalmaktan başka bir şey değil mi?