Sevgilinizle otururken içten bir şekilde güldüğünü fark edersiniz ve çok güzel görünen bu kareyi ölümsüz kılmak için telefonunuza sarılırsınız. O bunu fark eder ve poz vermek ister, ancak o anki gülüşü yeniden yakalamanız artık neredeyse imkansızdır.
Fotoğraf çekmenin günlük bir ihtiyacımız haline geldiği şu günlerde “Ne kadar yapmacık gülmüşüm!” diye elediğimiz fotoğrafları mercek altına alıyoruz.
Hatıra olsun diye çekilmiş fotoğraflar, ölümsüzleştirilmek istenen özel anlar ya da arkadaşlarımızla birlikte olduğumuz toplu kareler… Fotoğraflarda doğal bir şekilde gülümsemenin neden zor olduğunu ve bunun altında yatan gerçekleri gelin birlikte inceleyelim.
Doğal gülümsemelerimize adını veren o ünlü bilim insanı kim?
Elektrofizyoloji alanında önemli çalışmalara imza atmış, sahte gülümseme ve gerçek gülümseme hakkında birçok deney gerçekleştirmiş olan Fransız nörolog Guillaume Duchenne’nin çalışmalarını yaptığı yıllara yani 1860’lara ışınlanalım.
Duchenne, İnsan Yüz İfadesinin Mekanizması isimli çalışmasında tam da ihtiyacımız olan noktayı yani duyguların yüz ifadeleriyle bağlantısını irdelemiştir. Ünlü bilim insanı bu alanda o kadar önemli çalışmalara imza atmış ki neşeden kaynaklanan gerçek yani doğal gülümsemeye “Duchenne Gülümsemesi” şeklinde isim verilmiş.
Fotoğraftaki gülüşün içten mi yoksa sahte mi olduğunu nasıl anlayabiliriz?
Kendiliğinden yani doğal bir şekilde gerçekleşen gülümsemelerde kenarları yukarı doğru kıvrılan dudak kenarlarımızın yanı sıra kendini ele veren asıl nokta; kırışan kaz ayaklarımızdır. Yani aslında ağız hareketi gerçek bir gülümseme için yeterli değil!
Gülümserken yüzümüzde hangi kaslar görev alıyor?
Gülümseme denilince öncelikle hepimizin aklına gerilmiş yay şeklini almış ağız hareketi geliyor. Hatta şu an bu hangi kaslar olduğunu keşfetmeye çalışırken gülümsüyorsunuz belki ve dudak kenarlarımız zigomatik majör kaslar sayesinde yukarı doğru kıvrılıyor. Ancak elbette bu kadar basit değil!
Gülerken kısılan gözler elbette tesadüf değil, bunu gerçekleştiren orbicularis oculi isimli kaslarımız. Gözlerin küçülmesine sebep olan bu kaslar dolaylı bir şekilde kaz ayaklarımızı da gülerken belirginleştiriyor.
Beyin yapay gülümsemeyi anlayabiliyor!
Fizyolojik işaretler, kullanılan birçok kas elbette yapay gülüşlerimize eşlik edemiyor. Doğal gülümsemede kendiliğinden gelişen süreç, zorlama bir şekilde yapıldığında eksik kalıyor ve beyin yüz ifadelerinin altında yer alan duyguları hissetmede müthiş yeteneklere sahip. Yani onu kandırmak hiç de kolay değil!
Duchenne, göz ve yanak kaslarımızın birlikte çalışmadığı gülümsemelerin sahte olduğunu vurguluyor. Tıpkı vesikalık fotoğraflarımızda kendimizi gülümsemeye zorladığımızda çoğunlukla ortaya çıkan yapmacık gülüşlerimiz gibi.
Yapay gülümsemeler ile havayolları hostesleri arasında enteresan bir bağlantı bulunuyor.
Doğal ve içten gülümsemelerin Duchenne Gülümsemesi olduğundan bahsetmiştik, peki ya tam tersi sahte gülümsemelerin bir adı var mı? Evet, sahte gülümsemeler ise “Pan Amerikan Gülümsemesi” diye isimlendiriliyor.
Pan Amerikan Havayolları’nın hosteslerinin yüzlerine yerleşmiş bu yapay gülümseme ile yolcuları karşılamaları ve ağırlamaları sonucu böyle bir tabiri doğmuştur. Aynı zamanda botoks işlemlerinin son dönemlerde artmasıyla birlikte daha az duygu ve ifade saklı olan bu gülümsemeler “Botoks Gülümsemesi” şeklinde de adlandırılıyor.
Yüz ifadeleri ve kullanılan kaslar açısından aslında birbirinden farklı durumlar olan gerçek ve sahte gülümsemede beyinde neler oluyor?
Yapılan araştırmalar sonucunda olağan yani doğal akışında gerçekleşen gülüşlerde beynin sol kısmının aktivitesinin yapay gülümsemelere kıyasla daha fazla olduğu görülmüştür. Sol tarafın daha etkin olması spontane gülüşlerin olumlu duyguların işlendiği kısmı harekete geçirdiği ancak zoraki gülümsemelerde bunun yaşanmadığı ortaya çıkmıştır.
Gerçek gülümseme taklit edilebilir mi?
Bu soruya yanıtınız muhtemelen hayır olacaktır. Şaşırmaya hazır olun! Duchenne Gülümsemesi denilen doğal gülümseme, yüz kaslarını etkin bir şekilde kullanmayı öğrenen ve bu iş için ciddi efor sarf edenler tarafından taklit edilebiliyor.
2013’te gerçekleştirilen bir deneyde katılımcılardan belirli senaryoları kameraların önünde canlandırılması istenmiş ve %71 gibi ciddi bir oranda katılımcının gerçek gülümsemeyi taklit edebildiği sonucuna ulaşılmıştı.
Bu kadar teorik bilgi yeterliyse gelin öğrendiklerimizi hep birlikte test edelim. Aşağıdaki gülümsemelerin hangilerinin doğal hangilerinin sahte olduğunu tahmin edebilir misin?
CEVAP
CEVAP
CEVAP
CEVAP
CEVAP
CEVAP
CEVAP
Artık fotoğraf çektirirken ne yapmamız gerektiğini biliyor, sosyal medyada gördüğümüz gülüşlerin hangilerinin sahte olduğunu ayırt edebiliyoruz. Bu arada kendinizi test ettiğiniz mini testteki skorunuzu yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz!