Mevsim değişikliğinin en büyük habercisi olarak kabul edilen ekinoks, bugün gerçekleşiyor. Kuzey yarımkürede yaz mevsiminin sona ererken gece ve gündüz sürelerinin eşitlendiği bu gün, eski insanlar tarafından neden kutlanıyordu?
Üstelik ekinoks tarihini bile bilmeyen eski insanlar, nasıl oluyordu da doğru tarihte kutlamalar yapıyorlardı?
Sonbahar başlangıcı olarak kabul ettiğimiz, birçok kültürde de hasat döneminin simgesi olan 23 Eylül ekinoksunda neler oluyormuş, gelin birlikte bakalım.
Ekinoks, gece ve gündüz sürelerinin eşitlendiği zamanı temsil ediyor.
Bu durum ise doğada belirgin değişimlerle kendini gösteriyor. Gölge boyları değişiyor, Güneş’in doğuş ve batış noktaları farklılaşıyor, gündüzler Kuzey yarımkürede kısalmaya başlıyor. Eskiden insanlar, modern takvimleri yokken ekinoksu bu tür işaretlerle anlayabiliyorlardı.
Özellikle tarımsal faaliyetler için önemli bir dönem olan sonbahar ekinoksu, hasat zamanının gelmesini işaret ediyordu. İşte bu dönemi kutlama günü olarak addetmelerinin sebebi, tarım toplumu olmalarıyla alakalıydı.
Ekinokslar, ışık ve karanlık arasındaki dengeyi sembolize ettikleri için inanç sistemlerinde önemli bir yere sahipti.
Birçok kültürde ekinoks, yeni bir başlangıç, doğanın yeniden doğuşu ve hayatın değişen döngüsünü kutlamak için ritüellerle karşılanıyordu. Ekinoks tarihini belirleyen bir takvim olmadığı zamanlar ise, Güneş’in doğuş ve batış saatlerinin hesaplamalarıyla bu tarih hesaplanıyordu.
Aslında ekinoks, yılın dört önemli dönüm noktasından biri olarak doğal bir zaman işareti sağlıyordu. Takvimler yokken bile aslında zamanla oluşmasında bu tarihler oldukça etkiliydi.
Bu nedenlerle eski insanlar, ekinoksları modern takvimlere ihtiyaç duymadan doğanın işaretlerini okuyarak kutlar ve bu zamanları toplumsal ve dini ritüeller için bir fırsat olarak değerlendirirdi.
Peki ekinoks neden kutlanırdı?
Aslında bu kutlamanın birçok sebebi vardı. Ama ana sebep olarak doğanın döngüsü, tarım, dini ve toplumsal inançlar gösterilebilir. Daha da detaya inecek olursak ekinokslar, doğanın döngüsünde önemli bir dönüm noktasını simgeliyor. İlkbahar ekinoksu, kışın bitişini ve doğanın yeniden canlanışını simgelerken bu, pek çok kültürde yeniden doğuşun sembolü olarak kutlanıyor.
Şu an içinde bulunduğumuz sonbahar ekinoksu ise hasat zamanını ve bolluk dönemini işaret ediyor. Bu da aslında kutlamanın ana sebebi.
Birçok kültürde bu tarihler, dini ve mitolojik anlamlar taşıyor.
Persler için “Nevruz” ilkbahar ekinoksunda kutlandığı gibi, Pagan ve eski Avrupa toplumlarında da mevsim geçişlerini kutlamak için yapılan ritüellerle doluydu. Mesela Druidlere ve Keltlere göre de ekinoks, doğanın döngüsünde dengeyi ve yeni başlangıçları temsil ederdi.
Kutlama, toplumları bir araya getirerek “ortak” bir amaç doğrultusunda hareket edildiği için kutsal kabul ediliyor. Bu önemli tarihlerin, geçmişten günümüze kadar doğanın mucizevi döngüsüne tanıklık etmemizi sağlarken yaşamı düzenlemenin de önemli bir parçası olduğunu unutmamak gerekiyor.