Genellikle erkekler, testislerine aldıkları bir darbeden daha acı verici bir şey olmadığını öne sürerler. Doğumla yüzleşmiş kadınlar ise erkeklerin, gerçek acının ne olduğunu bilmedikleri üzerine rahatlıkla büyük bahislere girebilirler.
“Acıyı çeken bilir!” sözünden hareketle, erkeklerin ve kadınların kendi acılarının daha fazla olduğunu ileri sürmesi oldukça anlaşılabilir bir durumdur. Fakat neredeyse oturulan her masada tartışılan bu konu üzerine bir fikir birliğine varmak neredeyse imkansız olur.
Peki işin aslı nedir ve daha fazla acı çeken taraf hangisidir?
Birçok araştırmacıya göre insan vücudu, 45 del (acı birimi) ağrıya dayanıklıdır.
Bir anne ise doğum sırasında ortalama 57 del kadar ağrı hisseder ve bu da 20 kemiğin kırılmasına eş değerdir. Bir diğer taraftan testislere tekme almak, tahminlere göre 9000 del’den daha fazla ağrı verir. Ancak bu konuyu biraz daha irdelemekte fayda var.
Vücudumuzda acıya tepki veren ve nosiseptörler denilen bir grup sinir hücresi bulunur. Bu nosiseptörler, basit bir temasa veya sıcaklığa anında tepki vermek için harekete geçen diğer sinirlerden farklı olarak yalnızca belli bir ağrı eşiği aşıldığında aktifleşir.
Yine bu nosiseptörlerin bazıları, beyne ve omuriliğe sinyaller gönderip hızla yanıt vererek ani ve keskin bir ağrıyı üretir ve hızlı bir tepki vermemizi sağlar.
Erkeklerde testisler, diğer organlara göre vücudun dışındadır.
Karaciğer veya akciğer gibi bazı iç organlar ağrı hissetmezken testisler gibi çok sayıda nosiseptörlerle kaplı bir organ, ağrıya son derece duyarlıdır. Ayrıca testisler, midedeki çoğu sinirin yanı sıra doğrudan beynin kusma merkezine birleşik olan vagus sinirine de bağlıdır.
Bu sebeple onlara vurulduğunda ağrı, karın bölgesi boyunca yayılır. Testislerin diğer organlara göre korunmasız olması, yalnızca beraberinde gelen bulantı, artan kan basıncı ve terleme belirtilerini güçlendirir.
Öte yandan doğum esnasında herhangi bir iç organa doğrudan bir darbe yoksa da rahim bölgesindeki mekanik gerilme, nosiseptörleri tetikler ve benzer türde ağrıyı beraberinde getirir.
Yine doğum sancısı; bulantı, yorgunluk ve ağrı karışımı ile birlikte ortalama 8 saat sürer ve şüphesiz dayanılması oldukça zor bir süreçtir. Ayrıca kas ve dokudaki gerilmeler, doğum sancısı yoğunlaştıkça artar.
Açıkça iki farklı durumda da beyin, ağrı merkezlerine sinyaller gönderen çeşitli mekanik uyarılara sahiptir.
Fakat işin farklı bir boyutu da var.
Ağrı yalnızca fiziksel bir tepki değil, kısmen algısal ya da öznel de bir histir. Bu da aslında her bireyin, ağrıyı biraz daha farklı şekillerde algıladığı anlamına gelir. Ayrıca ağrı hissi; ruhsal duruma, uyku durumuna veya geçmiş ağrı deneyimlerine bağlı olarak şekillenebilir.
Özetle hem doğum hem de testislere alınan bir tekmenin getirdiği ağrı, birçok değişkene göre ve her kişiye göre farklılık gösterebilir. Maç sonucu: berabere!