Müzik dinlemek hepimizin sevdiği aktivitelerin başında geliyor. Peki, müzik dinlemek depresyonu hafifletiyor olabilir mi? Müziğin iyileştirici etkisi üzerine yapılan çarpıcı araştırmanın sonuçlarını bu içerikte inceliyoruz.
2024 yılında yayımlanan “Auditory entrainment coordinates cortical-BNSTNAc triple time locking to alleviate the depressive disorder” (İşitsel eşzamanlama, depresif bozukluğu hafifletmek için kortikal-BNST-NAc üçlü zaman kilitlenmesini koordine eder) isimli güncel bir çalışma oldukça ilgi çekici sonuçlara ulaştı.
Araştırma temel olarak, müzik dinlemenin depresyon belirtilerini hafifletmede nasıl etkili olduğunu saptamaya odaklanıyor.
İlk olarak metodolojiyi incelememizde fayda var.
Araştırma kapsamında, depresyon tedavisi gören 23 katılımcıya müzik dinletilerek beyinlerinin işitsel korteks, BNST ve NAc bölgelerindeki senkronizasyon analiz ediliyor.
Elektroensefalografi (EEG) ve derin beyin stimülasyonu (DBS) gibi teknikler kullanılarak beyin aktiviteleri kaydediliyor.
Bu doğrultuda, müzik zevki (beğenme ve beğenmeme), depresyon belirtilerinde iyileşme, anksiyete belirtilerinde iyileşme ve müzikten alınan zevk gibi değişkenlerin birbirleri ile olan ilişkileri inceleniyor.
Şimdi sonuçları inceleyebiliriz. Müziğin depresif belirtileri azalttığı görülüyor.
Araştırma, müzik dinlemenin depresif belirtileri hafiflettiğini, ancak bu etkinin katılımcıların müzikten ne kadar zevk aldıklarıyla doğrudan ilişkili olduğu sonucuna ulaşıyor.
Yani, dinledikleri müzikten keyif alan katılımcıların depresyon belirtilerinde azalma olduğu gözlemleniyor.
Dinledikleri müzikten yüksek düzeyde zevk alan gruplarda, işitsel korteks, BNST ve NAc bölgeleri arasında theta ve gamma senkronizasyonu gözlemlendiği belirtiliyor.
Oldukça karmaşık olan cümleyi açıklamak gerekirse, bu bulgu müzik dinlemenin depresyon üzerindeki pozitif etkilerinde beyin bölgeleri arasındaki senkronizasyonun önemini vurguluyor.
Ayrıca, müzik dinleme sırasında beynin işitsel korteksindeki theta dalgalarının, müzikten alınan zevk ile doğru orantılı olarak artış gösterdiği de ekleniyor.
Yani, müziğin iyileştirici etkisi için dinlenilen müzikten keyif alıyor olmanın önemi gün yüzüne çıkıyor.
Özetle, bu çalışma depresyon tedavisinde müziğin rolüne dair önemli ipuçları sunarken, müziğin sadece duygusal bir araç değil aynı zamanda nörobiyolojik bir tedavi aracı olarak da kullanılabileceğini ortaya koyarak müziğin iyileştirici etkisini bilimsel bir temelde kanıtlıyor.
Tabii her araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olacağını belirterek içeriğimizi noktalayalım.