Tropikal bölgelerde yetişen hindistan cevizi, bir palmiye ağacının meyvesidir. Oldukça sağlıklı olan bu meyve, neredeyse 30 metre yükseklikte yetişiyor. Besin kaynağı açısından oldukça verimli olan içindeki su ise zamanla oluşuyor. Peki o su oraya nasıl geliyor?
Sıcak ve nemli iklimi tercih eden hindistan cevizinin ağacı, bu kadar uzun olmasına rağmen nasıl içi su dolu bir meyve verebiliyor?
Gelin sebebine birlikte bakalım.
Hindistan cevizi ağaçlarının kök sistemi oldukça geniştir.
Bu kökler, su ve mineral besin maddelerini toprağın derinliklerinden alabilir. Kökler, özellikle suyun az olduğu dönemlerde bile suyu emme kapasitesine sahiptir. Bu su, ksilem adı verilen iletim dokuları aracılığıyla ağacın gövdesine taşınıyor.
Ksilem ise bitkilerde, su ve minerallerin köklerden yapraklara kadar taşındığı boru benzeri bir yapı. Bu yapılar suyu, yerçekimine karşı yukarı doğru taşıyabiliyor. Hindistan cevizi ağacında ksilem dokuları ise 30 ve daha fazla yüksekliklere suyu kolayca taşıyabiliyor.
Yapraklar, fotosentez sırasında karbondioksit alırken su buharı da kaybederler.
Bu su kaybı, yapraklarda bir su eksikliği yaratıyor ve bu eksiklik, suyun köklerden yukarı doğru emilmesini sağlıyor. Bu süreç, bitkilerde suyun taşınmasında itici bir kuvvet oluşturuyor.
Hindistan cevizi ağacı, çiçek açtıktan sonra meyve vermeye de başlar. Döllenmiş çiçekler, başlangıçta süt beyazı olan hindistan cevizi suyunu üretir. Bu sıvı, meyvenin içinde biriken su ve çözünmüş minerallerden oluşur. Başta meyvenin içi tamamen bu sıvı ile doludur. Ancak meyve olgunlaştıkça, bu sıvının bir kısmı katılaşarak hindistan cevizinin beyaz etli kısmını oluşturur.
Tabii bir başka etken daha var.
Gece, düşük sıcaklık ve yüksek nemden dolayı bitki yapraklarındaki gözenekler kapanıyor. Bu durum, köklerde biriken su basıncını artırıyor ve suyun yukarı doğru taşınmasını kolaylaştırıyor. Bu süreç, suyun yerçekimine karşı taşınmasında oldukça etkili.
İşte bu sebepler sonucunda da ortaya o harika, besin değeri yüksek süt ortaya çıkıyor.