Denizin derinliklerine dalarken, renklerin değişimine hiç dikkat ettiniz mi? Bu içerikte bu durumun bilimsel sebebini anlatacağız. Gelin, suyun derinliklerine indikçe renklerin neden ve nasıl değiştiğini birlikte inceleyelim.
Yüzeyde parlak ve canlı görünen bir nesne, birkaç metre aşağıda tamamen farklı bir renge bürünebilir.
Peki, bu sihirli dönüşümün arkasında nasıl bir sebep yer alıyor dersiniz?
Bu durum ışığın su içinde nasıl yayıldığı ve farklı dalga boylarının su tarafından nasıl absorbe edildiği ile ilgili!
Güneş ışığı, tüm renkleri (dalga boylarını) içerir. Yani suyun yüzeyine baktığımızda, bu renklerin hepsini bir arada görürüz.
Ancak suya giren ışık, derinliklere doğru ilerleyen yolculuğuna başladığında güneş ışınlarının içerdiği dalga boyları değişmeye başlar.
Başka bir deyişle, suya giren ışık kırılır ve yol alırken farklı dalga boylarındaki ışık farklı hızlarla yol alır.
Bu da suyun derinliklerinde gördüğümüz renklerin değişmesine neden olur.
Kısa dalga boylu ışıklar (mavi ve yeşil tonlar) suyun derinliklerine kadar ulaşabilirken, uzun dalga boylu ışıklar (kırmızı, turuncu ve sarı tonlar) yüzeye yakın derinliklerde emilir ve gözden kaybolur.
Bu durumda kırmızı bir nesne derinlerde kahverengi ya da siyah görülmesi mümkün olur.
Daha da derinlere inildikçe, yeşil ışık da yavaş yavaş kaybolur ve sonunda sadece mavi ışık kalır.
İşte bu yüzden derin sularda her şey mavi ya da mavimsi gri tonlarında da görünür.