Eğer kalabalık bir şehirde yaşıyorsanız, kaldırımda yürüdüğünüz esnada mutlaka önünüzde giden yavaş birine denk gelmişsinizdir. Bu yavaş hareket eden kişiye saniyeler içerisinde nasıl da öfkeleniyoruz değil mi? Peki bu yavaşlığa neden tahammül edemiyoruz?
Yavaş hareket etme noktasında takıldığımız tek şey yayalar değildir. Yavaş internet, yavaş ilerleyen market kuyrukları, yavaş giden sürücüler… Hepsi aynı duyguları yaşamamıza sebep olur.
Peki bu konuda hepimiz aynı mı düşünüyoruz ve yavaş hareket etmeye neden tahammül edemiyoruz?
Büyük bir şehirde ne kadar acele edersek edelim, gideceğimiz yere zamanında yetişmek çoğu zaman olanaksızdır.
Örneğin, Fransa ya da İtalya’da yaşayanlar için 6 veya 7 dakika geç kalmak, geç kalmak sayılmaz. Yani onlar için bu birkaç dakikalık gecikme, zamanında gelme olarak kabul edilir.
Yine Afrika, Hindistan, Güney Amerika ve Orta Doğu gibi esnek zaman kültürüne sahip olan toplumlarda da 10:15 ile 10:45 arasında çok az bir fark vardır. Bu bölgelerde yaşayan insanlar için bu gecikmeler oldukça doğaldır.
Ayrıca bir yerin ya da kültürün hangi özelliklerinin, onu diğerlerinden daha yavaş ya da hızlı yaptığına dair çalışmalar yapılmıştır.
1990’larda yapılan bir deneyde psikolog Robert Levine dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere, yürüme hızlarını ve postaneden pul alma sürelerini ölçmelerini ister. İlk deneyde rastgele seçilen yayaların ortalama yürüyüş hızları, altmış metrekarelik bir mesafe boyunca ölçülür.
Ölçümler şehrin ana caddelerinde en az 2 noktada ve genellikle sabah işe yetişme telaşı sırasında gerçekleşir. 2. deney ise bir işi tamamlama süresi üzerinedir. Bunun için de posta memurlarının bir pul talebini yerine getirme sürelerine bakılır. Ardından deneylerden elde edilen veriler birleştirilir.
Sonuçlar ise oldukça şaşırtıcıdır. Bu iki çalışma ve diğer deneyler sonucunda insanların; canlı ekonomilere, yüksek sanayileşme oranlarına, geniş nüfusa, daha soğuk iklimlere sahip olan ve bireyciliğe doğru kültürel bir eğilim gösteren yerlerde daha hızlı hareket etmeye yatkın olduğu görülür.
Genel tabloya baktığımızda daha az gelişmiş toplumların, sanayileşmiş toplamlara göre zamanı farklı şekilde yönettiklerini ve daha yavaş hareket ettiğini söyleyebiliriz.