Amerika Birleşik Devletleri, biliyorsunuz ki idam uygulayan nadir ülkelerden biri. Geçtiğimiz günlerde Alabamalı bir adam, 1988 yılında kiralık katil olması gerekçesiyle idama mahkûm edilmişti. Mahkûma, ABD tarihinde ilk kez denenecek bir şey uygulandı: Nitrojen gazıyla infaz yöntemi. Peki nitrojen gazı, idam sırasında tam olarak nasıl bir etki uyguluyor?
Nitrojen gazıyla idam, ABD’de son yıllarda tartışılan ve bazı eyaletlerde yasal hâle gelen bir yöntem. Bu yöntemin, diğer idam yöntemlerine göre daha insancıl ve acısız olduğu iddia ediliyor. Ancak bu iddianın bilimsel bir dayanağı var mı?
Gelin, bu infaz yönteminin nasıl işlediğine hep beraber yakından bakalım. Zira Amerika’da, önümüzdeki zamanlarda sıkça kullanılacakmış gibi duruyor.
Akla ilk gelen soruyla başlayalım: Başka yöntem mi yoktu?
Yetkililer, yaklaşık 40 yıl önce idam mahkûmlarını öldürmek için zehirli iğne kullanmaya başlamıştı ve o zamandan bu yana idam cezasının yasal olduğu 27 eyalette en yaygın kullanılan infaz yöntemi hâline gelmişti.
2009 yılı civarında, zehirli iğneleri uygulamak için kullanılan ilaçlara erişim zorlaştı ve eyaletler, alternatif ilaçlara yönelmeye başladı. Bu değişim, prosedürle ilgili komplikasyonların artmasıyla ilişkilendirilmişti.
ABD’li mahkûm, 2022 yılında zaten zehirli iğne yöntemiyle idam kararı almış ancak yetkililerin damar yolu açamaması nedeniyle infazı ertelenmiş. Mahkûmlar üzerinde yeni ve etkili bir araç denemek isteyen ABD ise son çare olarak nitrojen infazına karar vermiş.
Peki bu işlem tam olarak nasıl işliyor?
Gaz yöntemiyle infaz deyince aklınıza hemen mahkûmun bir odaya kapatılıp gaz doldurulduğu gelmesin. Zira bu süreçte mahkûma, solunum maskesi aracılığıyla nitrojen gazı verilmiş. Bu işlem sırasında da tahmin edersiniz ki infaz kararı verilen kişi, yatağa bağlanıyor.
Nitrojen hipoksisi olarak da adlandırılan bu durum, kişiyi sadece nitrojen solumaya zorlayarak vücut fonksiyonlarını sürdürmesi için gereken oksijenden mahrum bırakıyor.
Bazı yetkililer, kişinin işlemden kısa bir süre sonra bilincini kaybedeceğini ve bunun diğer infaz yöntemlerinden daha insani olduğunu söylüyor ancak görünen o ki herkes aynı fikirde değil.
Bazı doktorlar, bir kişinin yüksek konsantrasyonda nitrojen gazına maruz kaldığında bilincini kaybedip kaybetmeyeceğini ya da ne zaman kaybedeceğini tam olarak belirleyemediklerini söylemiş.
Bir başka soru daha: Prosedür acı veriyor mu?
Birleşmiş Milletler uzmanları, Smith’in infazının işkence teşkil edebileceğini bir haber bülteninde “Azot hipoksisinin acı verici ve aşağılayıcı bir ölümle sonuçlanacağından endişe duyuyoruz.” sözleriyle dile getirmişti. Doktorlar, infazdan önce Smith’e ne olacağını kesin olarak söyleyemese de olasılıklar birçok kişiyi endişelendirmişti.
Çünkü uzmanlar, maskenin yeterince sıkı sabitlenmemesi hâlinde oksijenin içeri sızabileceğini ve bunun da ölümü uzatabileceğini söylüyor. Kişinin infazdan önce hissedebileceği stresi de düşünürsek; endişe ya da korkunun göz ardı edilmemesi gerektiğini hatırlatmak gerek.
Yani bu sürecin acılı olup olmadığı henüz kesin değil. Bunu anca önümüzdeki süreçlerde görecekmişiz gibi duruyor.