Kemerleri bağladıysak, hayal gücümüzün sınırlarını zorlamaya başlayalım ve bildiğimiz Türk lokumunun, ışık hızıyla Dünya’ya çarptığını düşünelim. Evet evet, bildiğimiz lokum. Ya böyle bir şey olsaydı neler olurdu?
Şu an, “Hadi canım, ne olacakmış!” diyenlerdenseniz bir kez daha düşünün. Böyle bir hız, kulağa epey tehlikeli gelmiyor mu? Bu nesne, atmosfere girdiğinde neler olacak? Ya da Dünya’ya gerçekten zarar verebilir mi?
Işık hızıyla hareket eden bir lokumun, başımıza ne tür çoraplar örebileceğine daha yakından bakalım.
Uzay boşluğunda ışığın hızı, saniyede yaklaşık 300.000 km’dir.
Böylesine büyük bir hızla hareket eden cisim, Dünya’nın çevresini yaklaşık 1 saniyede 7,5 kez dönebilir. Hepimizin bildiği gibi hiçbir madde veya nesne, ışıktan daha hızlı olamaz. Çünkü bir cisim ne kadar hareket ederse kütlesi de bir o kadar artar.
Peki bu cismi ışık hızında hareket ettirmek istesek? İşte bu hızla o cismin kütlesi sonsuz olur. E tabii sonsuz kütleli bir nesneyi hareket ettirebilmek de sonsuz bir enerjiye ihtiyaç duyulduğu anlamına gelir.
Hâl böyle olunca da bu senaryo imkânsız olur (Yani bu güne dek başarabilen olmadı). Fakat bu durum, hayal dünyamıza engel değil!
Diyelim ki Alper Gezeravcı, yanında Uluslararası Uzay İstasyonu’na bir Türk lokumu götürdü; bu lokum, o basınçlı ortamdan firar etmeyi başarabilirse hacim olarak genişlemeye başlar. Bunun sebebi ise lokumun içindeki küçük hava kabarcıklarının sıkışıp kalmasıdır.
Lokumun içindeki hava kabarcıklarının genişlemesi ve şişmeye başlaması, uzay boşluğundaki hava basıncından kurtulmasından ileri gelir. Şimdi bu lokumu, Dünya’ya fırlatma vakti.
Bu lokum, Dünya’nın atmosferine girdiği an, atmosferik parçacıklara çarpmaya başlar ve bu sebeple aşamalı bir şekilde parçalanır. Aslında lokumun parça pinçik olması, bir lütuf niteliğinde olur çünkü bu nesne bir bütün hâlinde kalsaydı, sahip olduğu ışık hızı sebebiyle kuvvetli çarpışmalara neden olurdu.
Bu senaryoyu biraz daha gerçekçi kılmak için Chelyabinsk gök taşını hatırlamakta fayda var.
Chelyabinsk gök taşı
Bu gök taşı yaklaşık 11 yıl önce Rusya üzerinden, 19 ila 24 km yükseklikle bir patlamaya sebebiyet vermişti. 11.000 tonluk kütleye sahip bu patlamada ise yaklaşık 1.000 kişi yaralanmıştı.
Şimdi ışık hızıyla hareket eden bu lokumun, nasıl bir güce sahip olduğunu ve neler yapabileceğini tekrar düşünelim. Bu lokum, Chelyabinsk olayı sırasında meydana gelen kuvvetten neredeyse dört kat daha güçlü bir biçimde Dünya’ya çarpacaktı.
Ayrıca 2019’da bir NASA simülasyonu eğer böyle bir felaket senaryosuyla karşı karşıya kalınırsa bunun 1,3 milyondan fazla insanın ölümüyle sonuçlanabileceğini öngörmüş.
Özetle gök taşı ya da lokum olduğu fark etmeksizin bir cisim, eğer ışık hızına sahipse Dünya’ya çarpması felaketi getirecektir.