Son dönemlerde sıkça konuşulan ve başarılı sonuçların elde edildiği görülen kişiselleştirilmiş kanser aşıları pek çok kişiye umut oluyor. Bunlardan biri de Adrian Taylor. Kanserinin yayılması ile birkaç ay ömür verilen Taylor, gönüllü olarak kanser aşısı çalışmasına katılıyor ve aldığı sonuçlar onu hayata yeniden bağlıyor.
“Son Umut” olarak denediği kanser aşısı ile kendini yeniden doğmuş gibi hisseden Adrian Taylor, tedaviye cevap veriyor ve tümörlerinden biri küçüldü. Taylor, aynı zamanda İngiltere’de kanser aşılarından yararlanan ilk kişilerden biri olarak da kanser hastalarına umut oldu.
Adrian Taylor’ın tedavi sürecinin yanı sıra kişiselleştirilmiş kanser aşılarındaki tedavi sürecini de bu yazıda inceleyebilir, belki de çevrenizdeki kanser hastalarından birini bilgilendirerek tedavi süreci için yeni bir kapı açabilirsiniz.
Adrian Taylor’ın tek umudu vardı. O da yeni bir klinik araştırmaya katılmaktı.
Adrian Taylor, 2021 yılında baş ve boyun kanserine yakalandı. Kemoterapi ve radyoterapi aldıktan sonra 2022’de PET/CT çektirdi Boynundaki ve başındaki kanserin yok olduğu sevindirici haber olmak üzereyken kanserin sağ akciğerine sıçradığını ve 9 mm’lik tümörün tedavi edilemez nitelikte olduğunu öğrendi.
Tedavi olmazsa ölme ihtimalinin %100 olduğunu öğrenen Taylor, 4 çocuğu ve karısı için hayatta kalması gerektiğini düşünerek doktoru ile görüştü. Taylor, tümörlerden birinin kısa süre içerisinde 9 mm’den 25 mm büyüdüğünü ve ameliyata da uygun olmadığını anladıktan sonra deneysel tedavileri araştırmaya başladı.
Kişiselleştirilmiş kanser aşısına başvuran ve deneysel tedaviye uygun görülen Taylor, ilk dozunu aldıktan sonra her üç haftada bir doz daha aldı ve her sekiz haftada bir taramaya girdi. Son taramadaki sonuçlar ise hem doktor hem de Taylor için oldukça umut verici oldu. Taylor’ın 25 mm’lik en büyük tümörü 4,6 mm’ye düştü.
Taylor, yapamayacağını düşündüğü birçok şeyi yapabildiği anlar için oldukça mutlu olduğunu da verdiği röportajlarda ifade etti. Taylor, iki yılla sınırlı tedavi sürecinde ise aşıyı düzenli olarak almaya devam edecek.
Kişiselleştirilmiş kanser aşısı nedir?
Kanserde devrim yaratacak olan mRNA, COVID-19 aşılarında uygulanan yaklaşımın aynısı. mRNA, aslında 10 yıla yakın bir süredir kanser tedavisi için test edildi. COVID-19’da başarılı olması ise bilim insanları için umut verici oldu.
mRNA, hücrelere protein yapma talimatını veren bir genetik planlama. Öncelikle tümörün büyümesine neden olan proteinlerdeki genetik mutasyonlar analiz ediliyor. Ardından hücrelere, neoantijen olarak da isimlendirilen ve tümör proteini talimatını veren molekül üretiliyor.
Üretilen moleküllerin hastaya enjekte edilmesinden sonra ise tümör hücrelerinde mevcut olan proteinlere karşı bağışıklık tepkisi yapacak proteinleri üretme talimatı verilmiş oluyor. Bağışıklık sisteminin nöbetçileri olarak isimlendirilebilecek immün hücrelerden dentritik hücreler, aşıdan geleni çevirip antijenleri, hücrelere salarak bağışıklık tepkisini başlatıyor.
Kanser türlerine göre çalışmalar devam ediyor.
Birçok klinik çalışması, kolorektal ve pankreas kanseri gibi çeşitli kanser türlerine karşı mRNA aşısını test etmeye devam ediyor. Bu aşılar, tek başına değil bağışıklık güçlendirici diğer ilaçlarla birlikte değerlendiriliyor.
Prostat ve cilt kanseri de dahil olmak üzere yalnızca Clatterbridge’de altı kanser aşısı deneniyor. Uzmanlar, 2030 yılına kadar 10 bin hasta için kişiselleştirilmiş aşıların yapılması gerektiğini söylüyor.
mRNA, bir aşıdan daha fazlası.
King’s College London’da Deneysel Kanser Tıbbı Profesörü James Spicer, mRNA için sadece aşı demenin yeterli olmadığının altını çiziyor. Spicer, mRNA için “RNA terapötikleri” diyor.
Kanser nedeni ile ameliyat olmuş hastaların tümörü alındıktan sonra geride metastatik hücrelerin kalması olası görülüyor. Metastaz yapmasını beklemek yerine tümörden alınan genetik kod sıralanıyor ve anormal proteinlere karşı aşı hazırlanıyor. Böylece bağışıklık sistemi, bu proteini tanıyıp tekrar karşılaşırsa savaşmayı öğreniyor.
Umut verici sonuçlar alınmaya devam ediliyor.
Kişileştirilmiş kanser aşısı denemelerindeki diğer sonuçlar, kanserin geleceği için umut verici. Aşı yapılan yüksek riskli cilt kanseri hastalarının dörtte üçünden fazlasında yapılan testler, 18 ay sonra nüksetme olmadığını gösterdi.
En agresif kanser türlerinden biri olan pankreas kanserine yönelik çalışmalarda da güzel haberler verildi. New York Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezinde yapılan aşı denemesine giren 16 pankreas kanseri hastanın yarısında nüksetme olmadı veya bu süreç gecikti.
Umarız aşı çalışmaları tüm hızıyla devam ederek herkesin ulaşabileceği hale gelir.