Seyahat etmenin ne kadar güzel bir şey olduğuna katılmayan yoktur. Ama maalesef bazılarımız için bu heyecan verici macera, mide bulantısı, baş dönmesi ve bir miktar kusma ile başlayabilir.
Tanıştıralım: Hareket hastalığı, namı diğer seyahat deneyimini baltalayan o tatsız misafir.
Seyahat deneyimini bulantılı bir hâle getiren bu tatsız misafir, kimi insanlara da hiç uğramaz. Sizin de yolculuk esnasında mideniz bulanıyorsa, söyleyeceklerimizi dikkate alın deriz.
Çoğu insan yolculuk hâlindeyken kitap okur, telefonla uğraşır. Kimisi de midesi bulandığı için sadece gözlerini kapatır.
Siz hangi taraftasınız bilmiyoruz ama araç tutması olarak adlandırılan bu durumu yaşayan herkes, bunun ne kadar kötü bir his olduğunu bilir. Sosyal medyada yayılan göbek deliğine yara bandı yapıştırma metodundan benzin içmeye kadar uzanan bir dizi çözümü de var.
Bunlar sadece plasebo etkisi yaratır, asıl sebebi biz size hemen söyleyelim.
Bilim insanları, konuyla ilgili iki ana teori üzerinde kafa yoruyor: Duyusal çatışma ve duruş kontrolü.
Duyusal çatışma teorisine göre hareket hastalığı, iç kulağımızın denge organının bize verdiği bilgilerle gözlerimizin gördüğü manzara arasındaki çatışmadan kaynaklanıyor. Yani, beynimiz araba hareket ettiğinde iç kulağımızın verdiği “Hareket var!” sinyalini alırken gözlerimiz o anda oturduğumuz yerde durduğumuzu görüyor.
Beyin bu çatışmayı anlayamayınca, mide bulantısı ve kusma gibi hoş olmayan yan etkiler de ortaya çıkıyor. Yapılması gereken tek şey duyusal bilgi uyumsuzluğunu olabildiğince azaltmak olacaktır.
Gördükleriniz ve hissettikleriniz arasındaki uyumsuzluk, beyne yanlış sinyal gönderiyor.
Böyle bir durumda genelde hareket etmeyen nesnelere odaklanmanın baş dönmesini minimuma indirdiğini duymuşsunuzdur, bu yapılabilecek en doğru şey.
İkinci teori ise duruş kontrolüyle ilgili. Bazılarına göre, mide bulantısı ve baş dönmesi, vücudumuzun araç hareketini tahmin etme ve buna uygun bir şekilde tepki verme yeteneğinden yoksun olmamızdan kaynaklanıyor olabilir.
Yani, sürücüler gibi araç hareketini öngörmekte daha iyiyken yolcular bu konuda biraz daha zayıf kalıyorlar. Seyahatinizi keyifli hâle getirmek istiyorsanız bir şeylerle uğraşmak yerine arkanıza yaslanıp, pencereden bakarak manzaranın tadını çıkarmak en doğru karar olacaktır.