Spor yapan ya da hareket hâlinde olan bir kişinin vücut sıcaklığı ile sabit duran bir kişinin vücut sıcaklığı ölçüldüğünde hangisinin vücut sıcaklığının yüksek olmasını beklersiniz? Hareket hâlinde olan kişinin değil mi?
Ancak cevap maalesef bu değil! Çünkü hareket hâlindeyken garip bir şekilde vücudumuzun sıcaklığı düşüyor.
Üstelik bu duruma bir de ter eklenince, vücudun aşırı ısınmasını engelleyen bir soğutma mekanizması devreye giriyor. Nasıl mı?
Terlemek, vücudun aşırı ısınmasını engelleyen bir soğutma mekanizmasıdır.
Vücudumuzun normal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için belirli bir sıcaklık aralığında kalması gerekiyor. Bu sıcaklık da 36,5-37,5°C civarındadır. Vücut sıcaklığı bu aralığın üzerine çıktığında, devreye beyin giriyor ve sıcaklığı düşürmek için çeşitli mekanizmalar kullanıyor. Terlemek de aslında bu mekanizmalardan birisi.
Ter, cildin yüzeyine çıkarak buharlaşıyor. Bu buharlaşma süreci, vücut yüzeyinden ısı alarak gerçekleşiyor, bu da kısaca vücudun genel sıcaklığını düşürmüş oluyor.
Buharlaşma sırasında ter, çevredeki sıcak havadan daha fazla enerji alarak buharlaşıyor. Bu enerji cilt yüzeyinden çekiliyor.
Böylece vücut, aşırı ısınmaya karşı korunuyor ve sıcaklık daha dengeli bir seviyede tutuluyor.
Terin buharlaşması sırasında cildinizden çekilen ısı, vücut sıcaklığını düşürüyor.
İşte vücut bu şekilde aşırı ısınmayı önlemiş oluyor ve vücut sıcaklığı normal seviyelerde kalıyor.
Eğer terleyemeseydik, vücut buharlaşma yoluyla ısı kaybedemez; iç sıcaklığımız da hızla artardı. Tabii bu da hiç istenmeyen sonuçlar doğurabilirdi.