Pek çok kişi mükemmeliyetçiliği başarıya ulaşmak için gerekli bir özellik olarak görür. Ancak durum gerçekten öyle mi? Mesela mükemmeliyetçilik bizleri depresyona sürüklüyor olabilir mi? Bu konuda yapılan bir araştırma ile bu sorulara yanıt verelim.
Literatürde yer alan “Why does perfectionism confer risk for depressive symptoms? A meta-analytic test of the mediating role of stress and social disconnection” (Mükemmeliyetçilik neden depresif semptomlar için risk oluşturur? Stres ve sosyal kopukluğun aracılık rolünün meta-analitik testi) isimli bir bilimsel araştırma önemli bulgulara ulaştı.
Çalışmanın temel olarak, mükemmeliyetçilik ve depresyon arasındaki ilişkiyi açıklamaya odaklanarak bu iki olgu arasındaki ilişkiyi tespit etmeyi amaçlıyor.
Bulgulara geçmeden önce araştırmanın metodolojisini anlamakta fayda var.
Araştırma kapsamına, mükemmeliyetçilik ve depresyon arasındaki ilişkiyi inceleyen 18 çalışma ve bu çalışmaların kapsadığı %61,7’si kadın olan 5.568 kişilik bir örneklem dahil ediliyor.
Bu doğrultuda, mükemmeliyetçi endişeler, mükemmeliyetçi çabalar, stres, sosyal bağlantısızlık ve depresif belirtiler gibi değişkenler araştırma kapsamında inceleniyor
Bulgularsa oldukça çarpıcı bir gerçeği işaret ediyor. Mükemmeliyetçilik depresyon belirtilerinin artmasına sebep oluyor!
Araştırma sonuçları, mükemmeliyetçi endişeler, stres ve sosyal bağlantısızlığın depresyon belirtilerinin artmasına yol açtığını gösteriyor.
Bu bulgu, mükemmeliyetçi kişilerin olumsuz düşünce ve duygular yaşayarak strese girdiklerini ve bu durumun da depresyon riskini arttırdığını işaret ediyor.
Ayrıca, mükemmeliyetçi çabaların da sosyal bağlantısızlık yoluyla depresyon belirtilerini arttırdığı görülüyor.
Yani, mükemmeliyetçilik odaklı çabaların bireylerin sosyal ilişkilerden uzaklaşmasına ve bunun da depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olduğu bilimsel bir temelde kanıtlanıyor.
Özetle, hem mükemmeliyetçi endişeler hem de mükemmeliyetçi çabaların, sosyal bağlantısızlık yoluyla depresyon riskini arttırdığı, bu bulgunun sosyal ilişkilerin önemini vurgulayarak sosyal desteğin depresyonun önlenmesinde kritik bir rol oynayabileceğini gösterdiği kanıtlanıyor.
Her içeriğin sonunda yaptığımız gibi, her bilimsel araştırmanın bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirilmesinin doğru olacağını hatırlatarak içeriğimizi noktalayalım.