Uygulamaları ya da çeşitli siteleri kullanırken “Bunu buraya eklerken ne güzel düşünmüşler!” dediğiniz oldu mu? Cevabınız “evet” ise bu kullanıcı dostu tasarımların arkasında bilimsel bir prensip yattığını söylesek?
Markalar teknoloji başta olmak üzere çeşitli alanlarda müşterilerinin yaşadığı ve yaşayacağı deneyimleri onlar için en kolay ve en keyifli olacak şekilde tasarlar.
Kullanıcı dostu deneyim dediğimiz bu durum, aslında sizlerin gerek bir uygulama ya da siteyi kullanırken gerekse bir alışveriş eylemini gerçekleştirirken yaşadığınız deneyimi minimum efor sarfederek en konforlu şekilde yaşamanız için tasarlanır.
Kullanıcı dostu deneyimler yaratmanın arkasındaysa “Hick Yasası” adı verilen bir prensip yatıyor.
Psikolog William Edmund Hick’in adını alank Hick Yasası temel olarak bir kişinin karar verme süresinin, karşılaştığı seçeneklerin sayısıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtir.
Yani, seçenek sayısı arttıkça, karar verme süresi de artacaktır.
Özellikle dijital tasarım ve kullanıcı arayüzü geliştirme süreçlerinde oldukça dikkate alınan bu prensip, seçenek sayısının fazlalığı sonucunda yaşanacak uzun karar verme sürecinin kişilerin yaşadığı deneyimi zor ve keyifsiz hâle getireceğini savunur.
Markalar da kullanıcılarına en iyi deneyimi sunmak için Hick Yasası’nı dikkate alıyor.
Kullanıcıların hızlı ve etkili kararlar verebilmesi, özellikle uygulamaların ve web sitelerinin başarısı için kritik öneme sahip olduğundan bu tür işletmeler Hick Yasası prensiplerini dikkate alırlar.
Bahsedilen prensiplere uygun olacak şekilde kullanıcı arayüzleri ve diğer unsurlar optimize edilerek kullanıcıların en kolay ve zahmetsiz şekilde hedeflenen deneyimi yaşaması hedeflenir.
Bu yasayı en iyi kullananlardan biri Apple!
Apple’ın tasarım konusundaki yaklaşımı kullanıcılarına en iyi deneyimi sunmak için nasıl ustaca kararları aldığını gözler önüne seriyor.
Bu kararların arkasındaysa teknoloji ile psikolojinin mükemmel bir uyum içinde çalışabileceğini gösteren Hick Yasası prensipleri yatıyor.
Örneğin, ana ekranda uygulamalarınızı simgeler şeklinde görmeniz ve klasörler halinde düzenleyebilmeniz yüzlerce uygulama arasında kaybolmadan aradığınız uygulamayı bulmanızı sağlar.
Hick Yasası’na göre, bu seçeneklerin gruplandırılarak sunulmasıyla karar verme sürenizi optimize eder. Böylece, telefonunuzda gezinti yapmak çok daha verimli hale gelir.
Uygulama arayüzleri ve cihaz tasarımında da Hick Yasası kendini gösteriyor!
Apple başta olmak üzere çoğu uygulama geliştirici kullanıcıların zahmetsizce uygulamada gezinebilmesini hedefler.
Örneğin, Apple Music’te milyonlarca şarkı arasında kaybolmak yerine, kullanıcıların hızlıca istedikleri müziği bulabilmeleri için önerilen çalma listeleri ve kişisel müzik önerileri sunulur.
Hick’s Yasası’na göre, bu tür öneriler seçeneklerin azaltılmasını sağlar ve karar verme süresini hızlandırır.
Başka bir örnek vermek gerekirse, Apple TV için tasarlanan uzaktan kumanda, klasik kumandalara kıyasla çok daha az tuşa sahiptir ve kolaylaştırılmış bir kullanıcı deneyimi sunar
Özetle, Hick’s Yasası, karar verme süreçlerinin karmaşıklığını anlamamıza yardımcı olarak kullanıcı dostu tasarımlar yaratmak için önemli bir rehber sağlar.
Apple gibi bu prensibi benimseyen markalar da bizlerin yaşayacağı deneyimi kolay ve keyifli hâle getirmek için kullanıcı dostu olan faaliyetlerle kendini gösteriyor.