Einstein gibi zekasıyla ünlü bazı bilim insanlarının baş boyutunun vücutlarına oranla daha büyük durduğunu fark etmişsinizdir. Bu gözleminiz hakkında psikoloji biliminden bazı bilim insanları 19. ve 20. yüzyıllarda çeşitli araştırmalar yaptılar.
Baş boyutuyla zeka arasındaki ilişkiyi bulmak için biraz tarihsel bir yolculuk yapmak gerekiyor. İlk önce gitmemiz gereken tarihler 19. ve 20. yüzyıllar. Bu yıllar henüz bilimin günümüzde ilkel sayılabilecek metotlarla ilerlemeye, daha doğrusu emeklemeye çalıştığı yıllar.
Paul Broca, Franz Gall, Carl Wernicke gibi bilim insanlarının tek bir alanla yetinmeyip hem psikoloji hem antropoloji hem de fizyoloji ile ilgilendiği bu yıllarda en popüler kuramlardan biri de phrenology ve craniometry (frenoloji ve kraniometri) idi.
O yıllarda bir kişinin kişilik özelliklerini ve zeka seviyesini öğrenmek için başını ölçmeniz yeterliydi.
Yukarıda gördüğünüz 1902 yılına ait bir baş boyutunu ölçüm cihazı. Öncelikle baştan belirtelim, frenoloji kuramı bugün bilimsel geçerliliği olan bir kuram değil. Fakat o yıllarda yani 19. ve 20. yüzyıllarda bir kişinin kişilik özelliklerini ve zeka düzeyini belirlemek için beyin bölgelerinin büyüklüğünü ve şeklini ölçmek gerekir diyen kuram frenoloji kuramıdır.
Kraniometri ise frenolojinin aksine bugün hala antropologlar tarafından kullanılan bir tekniktir. Bu teknikte beynin boyutlarının ölçümleri, beynin ağırlığı ve diğer fiziksel özelliklerinin ölçümleri yapılır. Fakat burada kritik olan nokta; bu tekniğin zekanın ölçümünde ve kişiliğin belirlenmesinde kullanılmadığı, sadece insan evrimi konusunda araştırmalar yapmak için kullanıldığıdır.
Başınızın boyutunu bu şekilde ölçebilirsiniz.
Günümüzde baş ölçümü daha çok bebeklerin gelişimini takip etmek amacıyla sağlık personelleri tarafından yapılır. Siz yine de bunu kendi başınızın çevresini ölçmek için elinize aldığınız bir mezurayla yapabilirsiniz.
Bir kişinin başının çevresinin ölçümü, genellikle kaşların ve kulakların üstünden alınır. Baş boyutunun genetik ve çevresel etkenler gibi birçok faktörden etkilendiği düşünülüyor.
İnternette bulduğunuz zeka testlerine güvenmemeniz gerektiğini öğrendiğinizi farz ediyoruz.
Zeka (IQ), genetik ve çevresel faktörlerin kombinasyonundan oluşan eğitimle gelişen kompleks bir özelliktir. Genellikle; hafıza, problem çözme ve dil becerileri gibi çok sayıda bilişsel yeteneği değerlendiren bilişsel yetenek testleri ile ölçülür.
Bu testlerin ayrı eğitimleri ve sertifikaları olur ve belli meslek grupları örneğin psikologlar bu testleri uygulayabilirler. İnternette 10 dakikada ne kadar zeki olduğunuzu gösteren sözde testlerin hiçbir geçerliliği ve güvenilirliği yoktur.
Biraz da baş büyüklüğü ile zeka arasındaki korelasyonu inceleyen araştırmalara bakalım.
Neuroscience & Biobehavioral Reviews (Nörobilim ve Biyodavranış İncelemeleri) dergisinde 2015 yılında yayımlanan bir meta analiz çalışmasında (yani o güne kadar yayımlanan araştırmaların derlendiği araştırmada) insan beyninin hacmi ile zeka arasındaki korelasyon incelendi. 88 adet araştırmanın incelendiği bu araştırmanın sonuçlarına göre, baş çevresinin büyüklüğü ile zeka arasında bir ilişki olmasa da beyin hacmi ile zeka arasında pozitif yönde bir ilişki olabilir.
Benzer bir çalışma da Michael A. McDaniel tarafından Intelligence dergisinde 2015 yılında yayınlandı. Bu araştırmada beyin hacmi ile zeka arasındaki ilişki incelendi. Aynı şekilde burada da beyin hacminin büyüklüğünün zeka seviyesiyle pozitif ilişkisi olabileceği bulunulmuş.
Yani iki çalışma da gösteriyor ki başınızın ne kadar büyük olduğu önemli değil, içindeki beynin hacmi önemli. Araştırmalara göre beyin hacmi büyük olunca zeka seviyesi de artıyor.