İş yerinde bir kadının, erkek bir çalışma arkadaşına kahve yapmayı teklif etmesi, çoğu zaman erkek tarafından kendisiyle cinsel olarak ilgilendiği düşüncesini oluşturabiliyor. Bu ön yargı da çalışma ortamının gergin olmasına neden olurken kadın üzerinde rahatsız edici bir baskı da oluşturuyor. Durun bir düşünün; kaç erkek, çevresindeki kadınların arkadaşça gelen samimi davranışlarını yanlış anlayarak konuyu başka yere getiriyor?
Anlattığımız örnek, “sexual overperception bias” yani “cinsel aşırı algılama ön yargısı”, psikolojik araştırma dalında kendine yer buluyor. Bu bilişsel hata aslında evrimsel biyoloji ile doğrudan ilgili.
Düşününce “Doğru ya, bu neden oluyor ki?” diyeceğinize eminiz. Bazen küçük bir jestin arkasında derinlemesine anlam arayan erkekler, karşı taraftaki kişinin ilgisini abartarak değerlendiriyor. Çünkü doğalarında, çiftleşme fırsatını kaçırmadan doğan “maliyet” var. “Maliyetle ne alakası var bu konunun?” diye soruyorsanız sizi şöyle alalım.
Öncelikle “cinsel aşırı algılama ön yargısı”nı tanımlayalım.
Cinsel aşırı algılama ön yargısı, başkalarının sizinle gerçekte olduğundan daha fazla cinsel olarak ilgilendiğine inanma eğilimi olarak tanımlanıyor. İçeriğimiz erkekler üzerine kuruldu çünkü yapılan araştırmalar, bu eğilimin erkeklerde kadınlara göre daha yaygın olduğunu buldu. Kadınların bir erkeğin cinsel ilgisini küçümseme olasılıkları ise daha yüksek.
Hani derler ya, “Aşkta her şeyin adı var.” diye; aslında burada da her şeyin bir maliyeti var gibi görünüyor!
Maliyet hesabı yaptıran şey, evrimsel biyolojiden başkası değil. Ön yargı, birçok farklı durumda ve birçok nedenden dolayı ortaya çıkıyor. Ancak evrim teorisine baktığımızda karşılaşılan şey, ön yargının asıl sebebi hâline geliyor. Genelde erkekler için kaçırılan cinsel fırsatların uygunluk maliyetleri, çoğu zaman başarısız kur yapma nedeniyle kaybedilen zaman ve çabanın maliyetlerinden daha yüksek.
Ancak bu, kadınlar için geçerli değil. Kadınlar, gebelik ve yavru bakımının zaman ve enerji maliyetlerinin dayattığı sınırlamalar sebebiyle tipik olarak çok daha kısıtlı. Tüm bu nedenler yüzünden ve başka bir verimli eşe hazır erişimleri olduğundan ek çiftleşme fırsatlarından düşük veya olmayan marjinal üreme faydaları elde edebiliyor.
Erkekler için her ne kadar kur yapma çabası maliyetli olsa da farklı üremede bu maliyetler, kaçırılan çiftleşme fırsatlarının maliyetleriyle karşılaştırıldığında sönük kalıyor.
“Hayatta kalmak için ürememiz gerek.” fikri de evrim teorisi ile birlikte geliyor. Bu yüzden de aslında erkekler sırf üreme şanslarını arttırmak amacıyla herkesin kendileri ile çiftleşmek istediğini varsayıyor.
“Sanırım beni istiyor.” fikrinin cinsellikle sonlanmadığı zamanlar toksik ilişkiler ortaya çıkıyor.
Romantik komedilerde veya TV programlarında “Sanırım beni istiyor.” klişesini sıklıkla duyuyoruz. İşte bu klişenin ardından gelen ön yargılar da bazı durumlara neden olabiliyor. Hatalı şekilde kendisi ile cinsel olarak ilgilendiğini düşünen kişi, aslında uyumsuz sosyal etkileşimlere yol açıyor.
İş yerinde yanlış anlaşılmalar, iş arkadaşları arasındaki gerginlik baş gösterirken gelecekteki ilişkiler de zedelenebiliyor. Kadınların genellikle kendilerini rahatsız edici durumlarda bulması da toksik çalışma kültürlerini beraberinde getiriyor.
Cinsel aşırı algılama ön yargısı, klasik “yanlış anlaşılma”nın çok daha ötesinde.
Geniş kapsamlı bilişsel bir hata olan bu durum, sanıldığı kadar basit değil. Bazı insanlar, sözde düşünceleri ile harekete geçtiği zaman taciz olaylarından tutun da daha birçok rahatsız edici durum ortaya çıkıyor. Özellikle insanların bariz şekilde dost canlısı olduğu kurumsal ortamlarda, cinsel ilgi konusundaki ön yargılar çok daha büyük oluyor.
ABD’de yapılan bir araştırma, kadınların yüzde 60’nın iş yerinde istenmeyen cinsel ilgi, cinsel baskı ve cinsel açıdan kaba davranış ile yorumlar yaşadığını ortaya koydu. Türkiye’ye baktığımızda ise yine acı bir gerçek karşımıza çıkıyor. Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkeler arasında Türkiye, iş yerinde cinsel tacizin en sık yaşandığı üçüncü ülke.
Yapılacak şey aslında basit: Beyler, kendinizi övmeyin!
Cinsel ilgi hakkında bir karara varmadan önce bu ön yargı meselesini akılda tutmak önemli. Eğer böyle bir sezinleme varsa havadan nem kapmak yerine davranışların bütününe bakmak ve inancı doğrulamak için zaman ve mekân uygunluğunu değerlendirmek gerek.
Tabii ki her samimi davranış masum olmayabilir, ön yargılar doğru da çıkabilir ancak üçüncü bir gözden de destek almak yapılacak mantıklı hareketlerden biri. Ya da yapılacak bir diğer şey olaya dışarıdan bakmak. Ön yargılı davrandığınız kadın, şüpheye düşürdüğü hareketi başkasına yaptığında ne düşünürsünüz?
Flört girişiminde bulunmadan önce asıl soru şu olmalı: Beni gerçekten istiyor mu yoksa sadece varsayım mı yapıyorum?