Gözlerimiz, harikulade bir yeteneğe sahipken kuzey ışıklarının ve ona benzer ışık kaynaklarının neden gözlerimizle değil de akıllı telefonlarımızın kamerasıyla daha iyi gözüktüğünü hiç düşündünüz mü?
Akıllı telefonlar, nasıl bir teknolojiye sahip de bu anlamda bu kadar başarılı ya da gözlerimiz, hangi noktada yetersiz kalıyor?
Gelin, bu sorunun cevabını verelim.
Kuzey ışıkları veya güney ışıkları olarak bilinen auroralar, Güneş’in rüzgarı, Dünya’nın manyetik alanını bozduğunda meydana gelir.
Bu ışıkların bize nasıl gözüktüğünü anlamamız için ise ilk olarak göz yapımızı incelememiz gerekir. Şöyle ki gözler, harikulade bir yeteneğe sahiptir. Örneğin güneşli bir çölde ayak izlerini görmemize ve yüksek hızlarda araç kullanmamıza olanak sağlarlar.
Fakat gözlerin performansı, düşük ışıkta düşer ve onlar ışığa tepki veren çubuklar ve koniler olmak üzere iki tür hücre içerirler. Çubukların sayısı, konilere göre çok daha fazladır ve ışığa karşı çok daha hassaslardır.
Koniler ise rengi işler fakat işlevlerini yerine getirebilmek için çok daha fazla ışığa ihtiyaç duyarlar. Sonuç olarak gece görüşümüz, ışıkların az olması sebebiyle zayıf olur ve aynı zamanda renkleri ayırt etmek de zorlaşır.
Geceleri renkler genellikle soluk gözükür.
Benzer şekilde yıldızlarla dolu bir gökyüzünün altında, auroranın canlı tonları mevcuttur fakat net bir görüş için yine de yetersiz kalırlar. Bu sebeple teknoloji, parlaklığı arttırmanın tek yoludur.
Akıllı telefonlar ve kameralar, düşük ışık koşullarında bile insan gözünün toplayabileceğinden daha fazla ışık toplamak için birden fazla kamera ve gelişmiş sensörler kullanır.
Ayrıca bu cihazlar görüntü sabitleme ile kameranın titremesini azaltır ve pozlama ayarları, kameranın yakaladığı ışık miktarını optimize eder. Yine çoklu görüntü işleme, birden fazla görüntüyü bir araya getirerek ortaya mükemmel bir fotoğraf çıkarır.
Gece modu, düşük ışıkta renkleri dengeleyebilirken bazı telefonlardaki LİDAR yetenekleri ise görüntüleri hassas odakta tutar.
LİDAR, ışık algılama ve mesafe ölçümü anlamına gelir ve bu ayara sahip telefonlar her türlü ışıkta, sahnedeki nesnelere olan mesafeleri hızla hesaplamak için lazer darbeler yayar.
Bu teknoloji, fotoğraflardaki nesneleri öne çıkarmak ve odağı iyileştirmek için de ortamın derinlik haritasını oluşturur.
Özetle gözlerimiz, geceleri kuzey ışıklarının ve buna benzer ışık kaynaklarının tonlarını tam olarak algılamakta zorlanırken modern akıllı telefon kameraları, bu engelin üstesinden sahip olduğu teknoloji sayesinde kolaylıkla gelir.