“Dişil ve Eril Enerji” Kavramlarını Bilim Ciddiye Alıyor mu?

Son zamanlarda dillerden düşmeyen, sosyal medyanın espri malzemesi “eril ve dişil” enerjinin gerçekten var olup olmadığından söz edeceğiz.

Çok erkeksi hareketler sergileyenlere eril enerjisi, daha kadınsı hareketleri olanlara da dişil enerjisi yüksek yaftası yapıştırılıyor. Böyle bir şey olsa da bunun bilimsel olarak gerçek olduğunu söylemek biraz zor. Belki bu içeriği okuyup bizler hakkında da bir yorum yapacak olan grup vardır, onlar gelmeden duruma hemen açıklık getirelim.

Aslında çoğu insan enerjinin ne demek olduğunu bile bilmiyor. Söylenen her şeye inanılan öyle bir dönemdeyiz ki “sahte bilim” de artık bilimden ayırt edilemez bir noktaya geldi. Her şeyden önce şunu sormak gerekiyor: İnsan vücudunun bir “enerji alanı” var mı? 

Vücudumuz ısı üretiyor ve belirli bir kütleye sahip, içerisinde sıvılar dolaşıyor ve milyonlarca elektrik sinyalini sinir sistemimiz aracılığıyla taşıyor.

dişil eril enerji

Hâl böyleyken neden bu fiziksel özelliklerin bir araya gelerek bir “enerji alanı” oluşturmadığını düşünmeyelim ki? Madem enerji ve alan kavramları üzerine konuşuyoruz, öncelikle bu terimlere bir göz atalım.

Enerjiyi bir işi gerçekleştirme kapasitesi olarak tanımlayabiliriz. Örneğin, bir litre benzinin içinde potansiyel bir kimyasal enerji bulunur. Bu benzinin yanması, moleküller arasında yeni bağların oluşmasına sebep olur. Bu da egzotermik bir kimyasal reaksiyonun başlaması demektir.

Başa dön tuşu