Çoğumuz, develerin çölde hayatta kalabilmek için hörgüçlerine bel bağladığını ve burada su depoladıklarını düşünürüz ancak bu bir yanılgıdan ibaret. Peki o hâlde bu hayvanların hörgüçleri ne işe yarıyor?
Develerin sıcak iklimde yaşayan hayvanlar olduklarını ve onların açlığa ve susuzluğa epey dayanıklı olduklarını biliyoruz. Fakat bu kavurucu sıcaklıklara ve yetersiz beslenmeye rağmen hayatlarına nasıl devam edebildikleri büyük bir soru işareti.
Develerin dayanıklılıklarının arkasında nasıl bir sebep var ve aslında bu hörgüçler hangi amaca hizmet ediyor?
Develerin günlerce susuz ve yemeksiz yaşayabildiği doğrudur ancak bunun sebebi, hörgüçlerinde su depolamış olmaları değildir.
Develer ihtiyaçları olduğundan fazla yemek bulduklarında, sonraki günlerde aç kalabileceklerini düşünerek hörgüçlerini doldurmaya yetecek kadar yemek yerler. Bir deve tamamen dolu bir hörgücüyle ortalama 4-5 ay yemek yemeden yaşayabilir.
Yanlış bilinenin aksine bu hayvanlar, hörgüçlerinde su değil yağ depolarlar. Yiyecek ve su sıkıntısı çektiklerinde enerjilerini bu yağ yığınlarından alırlar. Uzun yolculuklar esnasında da hayatta kalabilmek için, depoladıkları yağı kullanırlar.
Develer yeme ve içmeden ne kadar uzak kalırsa hörgüçleri bir o kadar söner ve küçük kalır. Hatta bazen tamamen yok olabilir. Ancak yeterli yiyecek ve suya kavuştuklarında, hörgüçleri birkaç gün içinde dolgunlaşır.
Bu hayvanlar doğuştan hörgüçleriyle doğmazlar.
Develer ilk doğduklarında annelerinin koruması altındadırlar. Emzirme sırasında da annelerinden aldıkları tüm enerji, vücutlarının büyümesine katkı sağlar. Yavru develer ortalama 5-6 aylık olduklarında sütten kesilmeye başlarlar ancak kendi hörgüçleri, 10-11 aylıkken oluşmaya başlar.
Çoğu hayvanın yağ depoları, midelerinin çevresinde ve vücutlarının yan kısımlarındadır. Fakat develer, aldıkları kiloyla diklemesine bir gelişim gösterir. Bunun nedenine dair iki farklı görüş bulunmakta.
İlki; bu depolama şeklinin, develerin kumun üzerinde rahat bir şekilde uzanmasına olanak sağlamasıdır.
Bir diğer görüşe göre ise hörgüçler, develerin daha az güneş ışığına ve ısıya maruz kalmasıyla ilişkilidir. Ayrıca develerde vücut yağlarının tek bir bölgede toplanması, onların çok daha az terlemelerine yardımcı olur.
Ortalama vücut sıcaklıkları 37°C olan bu hayvanlar, sıcaklık 42°C’ye ulaşana kadar neredeyse hiç terlemez. Çünkü develer, vücutlarını çepeçevre kaplayan kürkleri sayesinde, sıcaklık dengelerini ayarlayabilir. Böylece enerji ve sudan da tasarruf sağlarlar.
Bu hayvanlar, iki farklı türe sahiptir.
Baktriya devesi
Çift hörgüce sahip Baktriya develeri (Camelus bactrianus), ağırlıklı olarak Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde ve Batı Çin’de yaşarlar. Arap develeri (Camelus dromedarius) ise tek hörgüce sahiptir ve çok daha yaygın görülürler.
Arap devesi
Ancak fazladan hörgüç, çok daha uzun süre aç ve susuz kalmak anlamına gelir ve tek hörgüçlü develer, enerji kıtlığıyla başa çıkabilmek için farklı yollara ihtiyaç duyabilirler.
Peki develer hörgüçlerinde su depolamıyorlarsa susuzlukla nasıl mücadele ediyorlar?
Yağ dokusunun yakılması esnasında belli bir miktar su açığa çıkar fakat bu hayvanlar, susuzlukla mücadelede güçlerini vücutlarının diğer bölgelerinden alırlar. Develerin vücut yapısı, tamamıyla az suyla yetinecek şekilde evrimleşmiştir.
Örneğin develer uzun bir müddet susuz kaldıktan sonra, bir oturuşta ortalama 110 litre su içer. Normal şartlarda bu kadar fazla suyun bir anda tüketilmesi, birçok canlı için ölümcül olur fakat develer, bu suyun bir kısmını midelerinin belli bir kısmında bekletir ve yavaş yavaş dolaşımlarına dahil ederler.
Ayrıca develerin böbrek ve kalın bağırsakları da çöl şartları için bir hayli uyumludur.
Bu hayvanların böbrekleri, sahip oldukları sıvıyı korumak için vücuttaki toksinleri uzaklaştırır ve suyun mümkün olabildiği kadar çok muhafaza edilmesine olanak tanır. Yine kalın bağırsaktaki suyun fazlaca geri emilimi sağlanır ve dışkıları da bu nedenle oldukça kuru ve serttir.
Susuzlukla mücadele noktasında develerin en etkili yapıları, kırmızı elastik kan hücreleridir. Deve su içtiğinde alyuvarlar, esneklikleri sayesinde yaklaşık 2,5 kata kadar şişer ve böylece daha fazla su taşır. Susuz kalındığında ise kan plazmasının hacmi azalır ve böyle bir durumda kan akış hızının sabit tutulması için damarlar daralır.
İnsanlar için %15’lik bir su kaybı hayati bir risk taşıyabilecekken develer bu oranı %40’a kadar tolere edebilir.
Özetle; develer, yaşadıkları sıcak iklime tamamen uyum sağlayan hayvanlardır ve hörgüçlerinde su taşımasalar da susuzluk konusunda, insanlara ve birçok hayvana kıyasla çok daha iyi bir şekilde baş edebilirler.