Bilgisayar oyunlarıyla alakalı sayısız argümana maruz kalıyoruz. Bu argümanlar çeşitli olsa da çoğunluğu bilgisayar oyunlarının zararları ile ilgili oluyor. Peki bilim bu konuda ne söylüyor?
2022 yılında Applied Psychology isimli hakemli dergide yayınlanan “Recovery From Work By Playing Video Games” isimli makale önemli sonuçlar ortaya koydu.
Bilgisayar oyunu oynamanın iş stresi üzerindeki iyileştirici etkisini tespit etmeyi amaçlayan çalışmanın çarpıcı sonuçlarını incelemeye başlayalım.
Bulgulara geçmeden önce araştırmanın metodolojisinden bahsedelim.
Araştırmaya, Hollanda (%57.3), Amerika Birleşik Devletleri (%8.0), Almanya (%6.7) ve Çin (%6.7) başta olmak üzere toplam 19 farklı ülkeden 65 çalışan katılımcı dahil edilmiş.
Demografik özelliklere baktığımızdaysa katılımcıların %83’ünün erkek, yaş ortalamasınınsa 25.46 olduğu görülüyor.
Katılımcıların %73’ü tam zamanlı çalışmakla birlikte ortalamaya vurulduğunda örneklemin haftalık çalışma süresi 37.15 saat, günlük ortalama oyun oynama süreleriyse 3.47 saat olarak öne çıkıyor.
Buna ek olarak katılımcıların %68’inin 5 gün içinde 1’den fazla kez oyun oynadığı biliniyor.
Çalışma kapsamında katılımcılara her iş günü sabah ve akşam anketleri gönderildiği belirtiliyor. Akşam anketlerinde günlük çalışma saatleri, oyun oynama süresi, psikolojik uzaklaşma ve oyuna yönelik ustalık deneyimleri, sabah anketlerindeyse uyku süresi, sabah enerjik hissetme ve dinlenmiş hissetme durumu ölçülüyor.
Bulgular ne diyor? Akşam oyun oynamak kişiyi dinlenmiş hissettiriyor.
Analiz sonuçlarında, akşamları daha fazla oyun oynayan katılımcıların, iş stresinden psikolojik olarak daha fazla uzaklaştıklarını ve bunun da psikolojik rahatlama yaratarak ertesi sabah dinlenmiş hissetmelerine sebep olduğu ortaya çıktı.
Ek olarak, oyundaki ustalık deneyiminin oyun oynadıkça arttığı sonucuna ulaşıldı. Araştırma kapsamında, kişinin oyundaki ustalık deneyimi arttıkça ertesi sabah enerjik hissetme oranının da aynı doğrultuda arttığı görülüyor.
Kişinin oyunlara duyduğu tutkunun türü de çok önemli.
Araştırmacılar araştırma kapsamında tutkuyu uyumlu tutku ve obsesif tutku olarak ele alıyor.
Uyumlu tutku, bireylerin sevdikleri aktiviteye katılmayı seçmesine yol açan özerk bir içselleştirmeyi ifade ederken obsesif tutku kişinin sevdiği aktiviteye katılması için içsel bir baskı yaratan, bir aktivitenin kişinin kimliğinde kontrollü bir şekilde içselleştirilmesini ifade ediyor.
Bu doğrultuda araştırma sonuçlarında uyumlu oyun tutkusunun oyun oynama süresi ile ustalık deneyimi arasındaki olumlu ilişkiyi güçlendirdiği, obsesif tutkununsa istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılıyor.
Yani bulgular, oyunların doğru kullanıldığında iş sonrası dinlenme aracı olarak etkili olabileceğini ve bu süreçte kişinin oyun tutkusunun türünün önemli olduğunu gösteriyor.
Özetle, araştırma oyun oynamanın, psikolojik uzaklaşma ve ustalık deneyimleri yoluyla dinlenmeyi desteklediğini, ancak uyumlu tutkunun bu sürece daha fazla olumlu katkı sağladığı sonucuna ulaşıyor.
Tabii her bilimsel araştırmada olduğu gibi bu çalışmada da bazı kısıtların olduğunu. Araştırmanın kendi örneklemi kapsamında ana kütleye mal edilebileceğini belirterek içeriğimizi noktalayalım.