Deprem uzmanları tarafından “benzerinin olmadığı” söylenen bu depremler, oldukça geniş bir coğrafyayı etkiledi. Verilere göre 10 ilimiz, söz konusu depremlerden etkilenmiş durumda. Peki bu nasıl mümkün olabiliyor?
6 Şubat’ta yaşananlar hakkında herkeste büyük bir şaşkınlık ve çokça soru işareti var. Bu depremler zincirinin ülkenin neredeyse yarısını etkilemekle birlikte Mısır’da bile hissedilmiş olması, depremin etki alanının ne kadar geniş olduğunu gösteriyor.
Hatta, yayılan sismik dalgaların Amerika’ya kadar nasıl ulaştığını gösteren bir animasyon, geçtiğimiz gün paylaşılmıştı. Bu da akıllara, söz konusu depremlerin nasıl geniş alanları etkilediği sorusunu getiriyor.
Danimarka Jeoloji Enstitüsü’ne göre ülkemizdeki sallantılar, Grönland’a kadar ulaştı.
Kahramanmaraş ve Grönland, normalde aynı cümlede geçemeyecek kadar dahi alakasız iki coğrafya. Grönland, Kuzey Kutbu’na en yakın kara parçalarından biri.
Türkiye, Birkaç Saniyede 3 Metre Hareket Etti Haberleri Yanlış: Ancak Depremin Sarsıntısı Grönland’a Kadar Ulaşmış! [GÜNCELLEME]!
Sorumuzun cevabının kavranabilmesi için, depremlerin nasıl gerçekleştiğine kısa ve öz bir şekilde değinmemiz gerekiyor.
Yer kabuğunun altında, parça parça olmak üzere “levha” denen kıta parçaları mevcut. Bu levhalar arasında ise “fay hattı” dediğimiz kırıklar bulunmakta.
Depremler ise levhaların altında “fay hatları” dediğimiz kırıklarda biriken enerjinin bir anda dışa salınmasıyla ortaya çıkan sallantılardır. Bu enerji salınımı, genellikle levhaların birbirlerine sürtünmeleriyle veya fay hatlarına aşırı yüklenilmesi dolayısıyla gerçekleşir.
Yeryüzünde hemen her büyük kara parçasının ve kıtanın kendine ait bir levhası vardır. Bu devasa levhalar arasında da bir o kadar devasa fay hatları oluşur. Levhalar zamanla birbirlerine sürtündükçe de daha ufak fay hatları ortaya çıkar.
Deprem, biriken enerjiye bağlı olarak birden fazla bölgeyi sallayabilir.
Az önce bahsettiğimiz ufak fay hatlarını hatırlayalım. Bu ufak fay hatları, fark edeceğiniz üzere ülkemizin büyük bir kısmını kapsadığı gibi, aynı zamanda kıtalar arasındaki devasa fay hatlarına bağlılar. Bu nedenle bir depremin aynı ülkede başka bir depremi tetikleyebilmesi de tüm bir bölgeyi aynı anda sallayabilmesi de mümkündür.
İki Büyük Depremin Art Arda Yaşandığı Bu Olağanüstü Durumun Tarihte Başka Bir Örneği Bulunuyor mu?
Ayrıyeten, bu fayların uzun ya da kısa olmalarına bağlı olarak, sırasıyla daha fazla ve daha az yıkıcı depremler meydana gelebilmektedir. Daha kısa fay hatları daha dar oldukları için, enerjinin kaçabileceği pek bir alan yoktur. Daha uzun fay hatları ise, daha fazla enerjinin kaçabilmesini ve yeterince uzunlarsa enerjinin az önce bahsettiğimiz devasa fay hatlarına erişebilmesini dahi sağlayabilmektedir.
Dolayısıyla Kahramanmaraş ve çevresinde gerçekleşen bir depremde açığa çıkan enerji, gücüne bağlı olarak ve bu fay hatlarını birer otoban gibi kullanarak ülkemizin yarısını ve bazı komşu ülkeleri etkileyebilir ve titreşimler Grönland’a kadar uzanabilir.
Buna ilaveten bazı depremlerde açığa çıkan güç, enerji salınımının yer kabuğunun yüzeyine yakın veya uzak oluşuna göre de değişir.
Yüzeye yakın olan depremler daha yıkıcıyken, yüzeyden uzaklaştıkça depremin etkisi ve hasar verme potansiyeli azalmaktadır.
Bunun sebebi ise yüzeye yakın olan depremlerin önlerine daha az engel çıkması ve dolayısıyla enerjinin daha az emilmesi. Bu sebeple bu enerjinin büyük bir kısmı, yer kabuğunun yüzeyine ve yüzeye yakın faylara yüklenir.
6 Şubat 2023 depremleri toplamda 10 ili, nüfus olarak da verilere göre yaklaşık 13 milyonu etkiledi. Bu depremler yüzeye 7 kilometre derinlikte gerçekleşmiş iken, 1999 Gölcük depremi yüzeye 17 kilometre derinlikte gerçekleşmişti. Bu veriye göre 6 Şubat 2023 depremlerinin daha yıkıcı birer güce sahip oldukları sonucuna varabiliriz.