Tembelliğiyle ünlenen ve öykülere konu olan ağustos böceği, aslında sandığımız kadar da tembel olmayabilir mi? Hatta “Ağustos Böceği ve Karınca” hikayesinde ağustos böceği olarak anlatılan hayvanın aslında bir çekirge olduğunu söylesek yine de aynı düşünür müydünüz?
Saz çalıp şarkı söyleyen ağustos böceği, aslında oldukça zeki hayvanlardır. Üstelik yaşam sürelerine bile karar verebilecek kadar zeki!
Peki ama bu zeki canlılar, yazı çok sevdikleri için mi ağustos ayında ortaya çıkıyor? Meşhur ötüşleriyle tanıdığımız bu böcekler, ağustos ayından sonra nereye kayboluyorlar?
Ağustos böceklerinin aslında bilinenden çok daha fazla ilginç yönleri var.
Periyodik ağustos böcekleri olarak bilinen bu böcekler aslında yıllarca yeraltında yaşıyorlar. Periyodik denilmesinin sebebi de tam olarak bu aslında. 13 veya 17 yıl toprak altında yaşamalarının ardından sadece ömürlerini 4-6 hafta yeryüzünde geçirmek için topraktan çıkıyorlar. Bitki köklerindeki özsuyu emerek de toprak altında kanatsız gelişimlerini tamamlıyorlar.
Üstelik 2000’e yakın türleri bulunuyor. Bir böcek için bu sayı muazzam bir değer. Peki neden 13 ve 17 yıl toprak altında yaşıyorlar?
Bugüne dek bu konu birçok bilim insanı tarafından araştırıldı.
Matematikçi Prof. Gleen Webb, bu araştırmayı yapan bilim insanlarından birisi. Kendisi, taşındığı bir eyalette çok sayıda ağustos böceğinin olmasıyla bu konuya merak salmış. Çevrede kedi, köpek, kuşlar ve birçok hayvan ağustos böceği yerken bu hayvanın tamamen zararsız ve hareketsiz olmasının soylarını nasıl tüketmediğini de düşünmeye sevk etmiş.
Birçok hayvan tarafından yenmesine rağmen oldukça fazla sayıda üreyebilen bu böcekler için bir çalışma gerçekleştirildi. Webb, ağustos böceklerinin 13-17 yıl yeraltında yaşamalarının farklı zamanlarda mümkün olup olmayacağını keşfeden bir çalışma yürüttü. Çalışmada yaşam döngüleri için 10-12 ve 15 gibi asal olmayan sayıları tercih etti. Yaptığı çalışma sonucunda da bu periyodik aralıklarda ağustos böceklerinin nüfuslarının azalacağını gördü.
13 ve 17 yıl toprak altında yaşamalarının ardındaki nedenin hayvanlarla daha az karşılaşmak olduğu sonucuna varıldı.
Ağustos böceklerinin, yaşam döngüleri 2-5 yıl olan kuşlar ve küçük hayvanlarla karşılaşma ihtimallerinin en aza indiği bir dönemde yeryüzüne çıkmayı seçtikleri belirlendi. Peki ama ağustos böcekleri hangi yıl toprağa çıkacaklarını nasıl bilebiliyor?
Connecticut Üniversitesi’nden Dr. Chris Simon da başka bir çalışma sonucunda ağustos böceklerinin, bitkilerin özsuyundaki değişimlere göre yılların hesabını tutan moleküler saatleri olduğu sonucuna vardı. Dişi böcekler, ince dallara küçük yarıklar açarak yumurtalar bırakıyor. Yumurtalar kırılınca yavrular çıkıyor ve toprağa düşerek toprağa gömülüyorlar. Toprak altında da yıllarca yeryüzüne çıkmayı bekliyorlar.
Ötmeleri de çiftleşmeyle ilgili ama nasıl oluyor da bu kadar yüksek ses çıkarabiliyorlar?
Ağustos böcekleri, özellikle çiftleşme dönemlerinde öterler. Erkek böcekler, ötüşleriyle dişileri çekmeye ve kendilerini tanıtmaya çalışır. Dişi böcekler de cevap olarak ötme sesi çıkararak erkekleri cezbetmeye çalışırlar. Bu ötme sesleri, türler arasında farklılık gösterebilir ve türlerin tanışması ve çiftleşme süreçlerini kolaylaştırmaya yardımcı olabilir.
Bu ötüş sesi de bilinenin aksine ağızdan çıkmıyor. Böceklerin, yan ve kuyruk bölgelerinde bir ses çıkarma organı var. Bu organ bir davul gibidir. Kas hareketleriyle titreşme halinde de ötüş gerçekleşiyor.
Sıcak hava, daha fazla enerji harcamalarına neden oluyor.
Ağustos böcekleri, özellikle sıcak havalarda çok aktif olurlar ve ötme davranışlarını sıcaklıkla ilişkilendirebiliriz. Sıcak hava, bu böceklerin metabolizmalarını hızlandırarak ve hareketlerini kolaylaştırarak daha fazla enerji harcamalarına yardımcı olur. Bu da ötme seslerinin daha yaygın olmasına neden olabilir. Ancak bizim duyduğumuz sadece ağustos ayında ortaya çıkan türlerden. Dünyanın her bir köşesinde farklı ağustos böceği türü olduğu için kimisi gece ötüyor kimisi gündüz; kimi yaz aylarında, kimi de bahar.
Yeryüzünde sayılı günlerini geçiren bir ağustos böceği gördüğünüzde artık zararlı sanıp öldürmeyin, çünkü kendileri en zararsız ve hareketsiz böcek türlerinin başında geliyor.