Eğer bir gün “kazara” Dünya’nın çekirdeğine kadar uzanan bir çukura düşerseniz, başınıza neler geleceğini merak etmiş olabilirsiniz. Yanıt, düşündüğünüzden çok daha karmaşık ve ürkütücü.
Sıcacık bir yaz günü sokakta yürürken bir anda fark etmeden yere düştüğünüzü hayal edin. Ama bu sıradan bir düşüş değil, düşmeye devam ediyorsunuz.
Peki, böyle bir durumda başınıza neler gelir? Diğer taraftan fırlayıp geri mi zıplarsınız, yoksa yer çekimi sizi Dünya’nın merkezine mıhlayıp bırakmaz mı?
Öncelikle böyle bir çukuru gerçekten kazabilir miyiz?
Dürüst olmak gerekirse Dünya’nın merkezine kadar uzanan bir çukur kazmak imkânsız. Şu ana kadar insan eliyle açılan en derin çukur olan Kola Derin Sondajı bile Dünya’nın merkezine ulaşmaktan oldukça uzak.
Bu sondaj, yalnızca Dünya’nın çekirdeğine giden yolun %0,3’üne kadar inebilmiş. Yani teorik olarak Dünya’nın merkezine kadar uzanan bir çukur açmak bir hayalden öteye geçemiyor.
Fakat varsayalım ki teknoloji bu kadar ilerledi ve bu çukuru kazmayı başardık. Böyle bir çukurdan düşen bir insanın başına neler gelir? Cevap: Hayatta kalamazsınız. Evet, maalesef daha işin başında hayatınızı kaybedersiniz.
Peki, bu düşüşte neden hayatta kalamazsınız?
İlk olarak ısınma sorunu ciddi bir engel oluşturuyor. Kola Derin Sondajı’nda, beklenmedik derecede yüksek sıcaklıklar nedeniyle çalışmalar durdurulmuştu.
Bu sıcaklıklar yalnızca Dünya’nın yüzeyine yakın yerlerde bile öldürücü seviyelere çıkabiliyor. Kola Derin Sondajı sırasında, sadece 12 kilometre derinlikte bile 180 derece Celsius’a ulaşan sıcaklıklar kaydedildi.
Bu sıcaklık, vücudunuzu bir anda alevler içinde bırakmaya yeterli. Dünya’nın ikinci katmanı olan manto tabakasına ulaştığınızda ise sıcaklıklar 1.000 derece Celsius’a fırlıyor ve derinlere indikçe daha da artıyor.
Ancak gelin biraz daha ileriye gidelim, bu ölümcül sıcaklık ve basınç problemlerini aşabilmek için hayal gücümüzü zorlayalım.
Diyelim ki çukurunuz sıcaklık kontrolüne sahip, vakumlu bir ortamda ve son teknoloji ürünü, basınca dayanıklı bir koruyucu giysiniz var. Bu durumda bile Dünya’nın merkezine olan düşüşünüz yine de birçok tehlikeyle dolu olurdu.
Dünya’nın dönme hareketi, düşüşünüz boyunca sizi yolunuzdan saptıracak ve koruyucu giysinize rağmen hızla dönen duvarlara çarpmanıza neden olacaktı. Bu sorunu aşmak için tünelin tam olarak Dünya’nın döngü ekseni boyunca yani Kuzey ve Güney Kutbu arasında yerleştirilmesi gerekecekti.
Eğer bu senaryoyu daha da ileri taşırsak ve tüm bu engellerin üstesinden gelerek Dünya’nın merkezine ulaşmayı başardığınızı varsayarsak, sizi bekleyen başka bir sürpriz var.
Tam merkezde, tüm kütle sizi her yönden çekeceği için ağırlıksız olursunuz.
Ancak burada uzun süre kalamayacaksınız çünkü bu hızla Dünya’nın diğer tarafına doğru fırlayacak ve bu sefer tam tersi yönde düşmeye başlayacaksınız.
Sonuç olarak, bu düşüşü sonsuz bir döngüde devam ettirecek, her 42 dakikada bir karşı uca ulaşarak aynı döngüyü tekrar tekrar yaşayacaksınız. Tabii, eğer çukurun kenarına tutunmayı başaramazsanız…