Zihinsel olarak harcadığımız efor mutluluğumuz üzerinde ne kadar etkili olabilir? Örneğin, fazla düşünmek bizleri mutsuz ediyor olabilir mi? Bilimin bu soruya verdiği yanıtı birlikte inceleyelim.
2024 yılında yayımlanan “The unpleasantness of thinking: A meta-analytic review of the association between mental effort and negative affect” (Düşünmenin tatsızlığı: Zihinsel çaba ile olumsuz etki arasındaki ilişkiye dair meta-analitik bir inceleme) isimli güncel bir makale son derece önemli bulgulara ulaştı.
Bu önemli araştırma temek olarak, zihinsel çabanın gerçekten olumsuz etkiye sahip bir deneyim olup olmadığını tespit etmeyi amaçlayarak çok düşünmenin ruh hâlimiz üzerindeki etkisini tespit etmeye çalışıyor.
Bulguları incelemeden önce metodolojiye bakmakta fayda var.
Bir meta-analiz çalışması olan bu araştırma 170 farklı çalışmanın verilerini analiz ediyor ve 29 farklı ülkeden elde edilen toplam 4670 farklı katılımcının verileri inceleniyor.
Araştırma kapsamına alınan bu çalışmaların, çeşitli görev türlerini (örneğin, sanal gerçeklik görevleri, bilişsel performans görevleri) ve çeşitli nüfus gruplarını (örneğin, sağlık çalışanları, üniversite öğrencileri) kapsadığı belirtiliyor.
Bu doğrultuda, katılımcıların zihinsel çaba ve olumsuz duyguları temel değişkenler olarak ele alınıyor.
Peki bulgular neyi gösteriyor? Fazla düşünmek kötü hissetmemize sebep oluyor.
Araştırma, katılımcıların bir görevi tamamlarken daha fazla zihinsel çaba harcadıkça harcadıkları çaba sonucunda daha stresli, sinirli veya hayal kırıklığına uğramış hissettiğini gösteriyor.
Başka bir deyişle bulgular, kişilerin ne kadar çok düşünmek zorunda kalırsa, o kadar kötü hissettiğini belirtiyor.
Farklı ülkeler ve farklı görevler açısından bakıldığındaysa, zihinsel çabanın genel olarak yer ve durum fark etmeksizin olumsuz duygularla bağlantılı olduğu tespit ediliyor.
Eğitim düzeyi açısındansa katılımcılar arasında bir fark olmadığı tespit ediliyor.
Yani, eğitim durumu ya da iş deneyimi fark etmeksizin, zihinsel çabanın katılımcıların büyük çoğunluğu için zorlayıcı ve rahatsız edici bir deneyim olarak algılandığı tespit ediliyor.
Başka bir deyişle, daha eğitimli ya da daha deneyimli olmak, zihinsel çabanın stresli olmasını engellemiyor.
Özetle, söz konusu bulgular fazla düşünmek gibi zihinsel efor gerektiren aktivitelerin genel olarak rahatsızlık verici olduğunu ve bu durumun neredeyse tüm katılımcılar için stres yaratan bir faktör olduğu görülüyor.
Tabii her bilimsel araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olacağını belirterek içeriğimizi noktalayalım.