Nükleer felaketlerin yarattığı yıkıma ne iyi gelebilir ki? Mesela zarif bir ayçiçeği? Şaşırtıcı ama ayçiçeği gerçekten de bu felaketlerin ardından başvurulacak bir çözüm olabilir.
Tarih boyunca, dünyamız bir dizi talihsiz nükleer santral kazasına şahitlik etti. Gittiği yere yıllarca sürecek bir yıkım götüren bu talihsiz kazalar gerçekten de başımıza gelmesini en son isteyeceğimiz felaketlerden biri.
Peki nükleer santrallerin ardında bıraktığı radyasyona karşı basit bir çiçek bizi nasıl koruyabilir dersiniz?
Ayçiçekleri radyoaktif atıkları temizlemek için alternatif bir yöntem!
Bilimsel araştırmalar sonucunda ayçiçeklerinin, radyoaktif atıkları çevreden temizleyebildiği görüldü.
Ayçiçeklerinin radyoaktif izotopları alabildiği ve bu sayede çevredeki radyoaktif etkiyi azaltabildiği belirtiliyor.
Ayrıca ayçiçekleri hem hızlı hem kolay hem de hemen hemen her yerde büyüyebilmeleri sebebiyle bu tarz durumlarda yardımımıza koşan bir bitki olarak öne çıkıyor.
Ek olarak, biyokütlelerinin çoğunu yapraklarda ve gövdelerde depolamaları sebebiyle emdiği radyoaktif maddeyi atmak için köklerini kazmaya gerek kalmaz.
Ayçiçeklerinin bu etkisi aslında Çernobil faciasının ardından keşfedildi.
Bölgedeki büyük yıkım ve can kaybına rağmen ayçiçeklerinin büyüyüp çoğalmaya devam ettiğini gören bilim adamları ayçiçeklerinin radyoaktif ortamlardaki dayanıklılığını araştırıyor.
Bu konuyla ilgili yapılan deneyler sonucunda ayçiçeklerinin topraktaki zehirli ağır metalleri emebildiğini gördüler.
Bu sayede ayçiçeklerinin oldukça zorlu koşullarda hayatta kalabilen savaşçılar olmasına ek olarak, bizleri zehirli etkilerden koruyabilecek kadar da güçlü olduğu bilim dünyası tarafından öğrenilmiş oldu.
Hatta bu yüzden 1986’daki Çernobil faciasından sonra 2011 yılında gerçekleşen Fukuşima Daiichi felaketinin ardından büyük miktarlarda ayçiçeği etkilenen bölgelere ekildi.
