Bazı video ve görsellerde, galyum adı verilen bir elementin, alüminyum ve çelik gibi oldukça dayanıklı olduğu bilinen metalleri paramparça ettiğine şahit olmuş olabilirsiniz. Peki böylesine güçlü görünen bir elementin, insan vücuduna zarar vermemesine ne demeli?
Galyumu avucunuzun içine aldığınız an, sanki herhangi bir sıvıymışçasına kayganlaşır ve parmaklarınızın arasından kayıp gider. Arkasında ise yalnızca bir yapışkanlık hissi ve küçük lekeler bırakır.
Peki galyum birçok maddeyi neredeyse yok edebilecek bir güce sahipken, insan vücuduna zarar vermemesi nasıl açıklanabilir?
Burada sıvı haldeki bir galyumun bilgisayar üzerine bırakıldığını görüyoruz. Erimiş haldeki galyum, belirli bir sürenin sonunda bilgisayarı paramparça ediyor.
Az önceki videoda bilgisayarı parçalara ayırabilen galyum, burada ise ele asla zarar vermiyor.
Peki bu durum nasıl meydana geliyor?
Aslında galyumun alüminyum ve çelik gibi metallerin erimesine yol açması, bu metallerle kimyasal reaksiyona girmesinden kaynaklanır. Nasıl ki su, demirin paslanmasına neden olmasına rağmen elimize zarar vermiyorsa benzer bir durumun daha hızlandırılmış hali bu elementlerin(galyum, alüminyum) etkileşimi için geçerlidir.
Bu element, alüminyum ile birleştiğinde amalgam ismi verilen bir alaşım oluşturur. Bu alaşım, alüminyumun atomik kristal yapısı içine sızar ve onu kırılgan bir hale getirerek çözer. Böylece katı alüminyum, galyum ile birleştiğinde kolayca parçalanabilir ve galyum, etkileşimde bulunduğu maddeyi yapısal hasara uğratmış olur.
Şaşırtıcı olan ise galyumun bunu başarabilmesi için, oldukça az bir müdahaleye ihtiyaç duymasıdır. Alaşımın oluşması için alüminyum ve çelik bir maddenin üzerine çok az bir miktarda galyum koymak bile yeterli olur.
Gümüş rengindeki galyum, 29.4℃’lik oldukça düşük bir erime noktasına sahiptir. Çoğu metalle kolayca alaşım yapar ve düşük erime noktasına sahip alaşımlarda bile bir bileşen olarak kullanılabilir.
Bu element, oldukça kolay bir şekilde eriyip sıvı hale gelir fakat kaynaması için çok yüksek dereceler gereklidir. Donduğunda genişler ve bunu yapabilen birkaç maddeden yalnızca biridir.
Yine bunun yanında altın, nikel ve bakır gibi metallerin galyum ile birleşmeleri sonucunda elde edilen alaşımın, ağız ısısında sertleştiği görülür ve bu alaşım, diş hekimliğinde dolgu malzemesi olarak kullanılır.
%100 bir metal olan galyum ile oynanması veya işlenmesi herhangi bir tehlike teşkil etmez. Ayrıca bu elementin içeriğindeki bileşiklerin toksiklik derecesi bir hayli hafiftir ancak elbette solunmamalı veya yutulmamalıdır.
Özetle galyumun, ellerimizde sıvı halini alması ancak farklı metallere zarar vermesi, bu metallerle girdiği kimyasal reaksiyonun sonucudur. Örneğin su ve tuzla ayrı ayrı temas ettiğimizde hiçbir şey olmaz ancak bu iki bileşik bir araya geldiğinde tuz, suyun içinde erir.