Yıllar boyunca, maymunları konuşturmaya yönelik deneyler yapıldı. Hiçbiri, bir insan gibi konuşamasa da işaret dilini öğrenebilen, hatta başka arkadaşlarına da öğreten bir şempanze vardı: Washoe.
Hayvanların birbirleriyle veya insanlarla kurdukları iletişim, insanların insanlarla kurdukları iletişimden çok farklı. Fakat primatlarla insanların dil ve iletişiminin ne kadar ileri bir seviyeye taşındığını inkâr edemeyiz.
1960’lı yıllarda işaret dili öğretilmek üzere sahiplenilen Washoe’nun araştırmasındaki amaç ise ortak dil kullanımında şempanzelerin, insanlara ne derece benzediğini görmekti. Sonuçlar gerçekten hayret verici olmuştu.
Henüz 10 aylıkken araştırma yapılmak üzere sahiplenildi.
1965 yılında Afrika’da doğan Washoe’nun annesi, muhtemelen bir avcı tarafından öldürülmüştü ve Washoe da satılmak üzere markete götürülmüştü.
Psikoloji Profesörü Dr. Allen Gardner ve Dr. Beatrix Gardner, 1966 yılında onu bir araştırma için almışlardı. Yaşadığı Washoe bölgesinden dolayı buranın ismini alan primat, “insan dilini öğrenen ilk şempanze” olarak tarihe geçecekti.
Washoe’nun da diğer hayvanlar gibi kendine has bir karakteri vardı.
İnsanlarla ve diğer maymunlarla arası çok iyiydi. Hatta söylenene göre iyi bir mizah anlayışı vardı. Dergilere, gazetelere, kitaplara bakmayı çok seviyordu.
Yaptığı diğer aktiviteler ise resim çizmek, kahve ve çay partileri yapmak, dişlerini fırçalamak ve insan dostlarının ayakkabılarına bakmaktı. Balkabağı pudingi, patlıcan, soğanlı yulaf ezmesi, bezelye çorbası, sakız, çay ve kahve en sevdiği yiyecek ve içeceklerdi.
Washoe, dilsiz bir çocuk gibi yetiştirilmişti.
Araştırmacıların evinin bahçesinde kendine özel bir evi bile olan şempanze, hayatının belki de en güzel yıllarını burada yaşamıştı. Kendi oyuncakları ve kıyafetleri vardı.
Onu sahiplenen ailesi, Washoe’nun yanındayken asla sözlü iletişim kurmuyordu. İşaret dilini kullanmaya teşvik etmek için yalnızca işaret diliyle anlaşıyorlardı. Yaklaşık 3 yaşına geldiğinde yüzden fazla kelimeyi öğrenmişti. Hatta birden fazla sözcük kullanarak küçük cümleler kurabiliyordu.
Kurduğu cümlelerden bazıları şu şekildeydi:
“Washoe gıdıklıyor.”
“Gıdıklama ver, daha fazla gıdıklama ver.”
“Bana lütfen yemek ver.”
“Sen git.”
“Acele et. Bana diş fırçası ver.”
Bazı şeyleri anlamlandırmak için kendi sözcüklerini bile üretiyordu!
Var olan kelimeleri işaret diliyle ifade etmesinin yanı sıra bazı kavramlara kendi işaretlerini bulmuştu. Örneğin kuğu için “su kuşu” anlamına gelen işaretleri kullanıyordu. Bilinmeyen sözcükleri tanımlalamak için mevcut sözcükleri kullanma yeteneğinin yalnızca insanlarda olduğu düşünüldüğü için bu olay herkesi çok şaşırtmıştı.
1980 senesinde Central Washington Üniversitesi Şempanze ve İnsan İletişimi Enstitüsü’ne götürülen Washoe orada; Loulis, Tatu, Moja ve Dar adındaki başka şempanzelerle tanıştı. Bir süre sonra birlikte işaret diliyle anlaşabildiler. Söylenene göre Washoe, birlikte geçirdikleri sekiz günün sonunda Loulis’e işaret dili öğretti. Bu da bir insan yerine hayvanın, başka bir canlıya işaret dilini öğrettiği ilk örnek oldu.
Washoe’nun öğrendiği işaret dili, araştırmacılar arasında tartışma konusu.
Bazı bilim insanları, şempanzenin yalnızca kendisine öğretilen işaret dilini taklit ettiğini ve bunları kendiliğinden veya dilin gramerini gerçekten anlayarak kullanmadığını söylüyor.
Evet, hayvanlardaki gramer yetisi, insanlar gibi gelişmiş değil fakat Washoe’nun, işaret dilini tamamen bilinçli bir şekilde kullanıp kullanmadığını sanırım hiçbir zaman bilemeyeceğiz.