Her toplumda farklılık göstermekle birlikte, bazı sayılar üzerinde çeşitli olumsuz inanışlar vardır. Bu uğursuz sayılar, İtalyanlar için 17 iken Hristiyanlar için 13’tür. Peki 4 rakamının da belli insanlar tarafından korkulan bir sayı olduğunu hiç duymuş muydunuz?
Her toplumun, özellikle bahsi geçen bu sayıları tabiri caizse lanetli kabul etmesinin arkasında, kendilerine göre mutlaka mantıklı sebepleri var ve onların bu nedenleri, yaşamlarının her noktasına nüfuz etmiş vaziyette.
Şimdi 4 rakamının ne gibi nedenlerle uğursuz kabul edildiğine, bunun altında ne gibi sebepler yattığına ve bu bağlamda baskerville etkisinin kapsamına değinelim.
En basit tanımıyla strese bağlı kalp krizi riskinin artışa geçmesi olarak ifade edilen Baskerville etkisi, tıbbi bir olgudur ve istatiksel verilere dayanır.
Baskerville, Asyalılar üzerinde oldukça farklı bir etki yaratmış ve onların en büyük endişe kaynağı haline gelmiştir. Bunun sebebi ise Asyalı insanların ayın dördünde kalp yetmezliğinden ölme ihtimalinin, diğer günlere oranla şaşırtıcı bir şekilde %7.3 oranında daha yüksek olmasıdır.
Bu duruma “dört rakamından korkma” olarak ifade edilen tetrafobi sebebiyet verir ve aslında bahsi geçen terime ismini veren, Sherlock Holmes’un “Baskerville’lerin Köpeği” adlı romanıdır.
Bu macerada Holmes ve Dr. Watson, Baskerville ailesinin başına musallat olan -tabiri caizse- bir canavar ile mücadele eder.
Bu serüvende büyük ve oldukça korkutucu olan bir köpek, bir adamı kovalar ve bu adam, kaçış esnasında öyle korkar ki sonucunda kalp krizinden ölür. Ardından farklı bir adam da bir köpek tarafından kovalanır ve o da önceki adam gibi kovalanma sırasında çeşitli badireler atlatarak ölümün pençesine düşer.
Ayrıca bu etki, adını Sir Arthur Conan Doyle’un en ünlü romanlarından “The Hound of the Baskervilles”ten alır çünkü romandaki köpek, aslında yalnızca korkutucu bir unsur olarak yansıtılmak istenmiştir ancak sürpriz bir şekilde, Asyalıları ölüme götüren bir etkiye ismini vermiştir.
Baskerville etkisi, David Phillips ve meslektaşları tarafından California Üniversitesinde keşfedilmiştir.
Bilim insanları 1973 ila 1998 yılları arasında Japonya, Çin ve Amerika’da kalp krizine bağlı yaklaşık 200.000 ölüm vakasını incelemiş ve bu doğrultuda ölümlerin ayın dördüne gelme olasılığının oldukça fazla olduğunu tespit etmiştir.
Rakamlarla ifade etmek gerekirse Dr. Phillips; Çinlilerin ve Japonların kalp hastalıklarına %13 oranında yılın 4. ayında yakalanıp öldüğünü ve yine Çinli ve Japon nüfusun yoğunlukta olduğu Kaliforniya’da da yılın 4. ayında aynı sebeplerden %27’lik bir rakamla ölümle burun buruna geldiğini ifade etmiştir.
Bunun yanında 4 sayısı; Kore’de, Çin’de ve Japonya’da her daim ölüm ile ilişkilendirilen uğursuz bir sayı olarak görülmüş ve hatta bu ülkelerde bazı otel ve hastanelerde 4 numaralı oda numarası kaldırılmıştır. Özetle bir nevi batıl inanç olarak adlandırılabilecek bu durum, strese yol açarak kalp krizi ve bunun gibi ölüm vakalarının sayısında artışa sebep olmuştur.
Ayrıca bilim insanları, “The Hound of the Baskervilles” romanının yayınlanmasından sonra korku ile ölüm arasındaki ilişkiyi detaylı incelemek istemiştir.
Fakat bu araştırmaların, insanları korkutacağı düşünülmüş ve aynı zamanda etik olmayacağında karar kılındıktan sonra özellikle Çin ve Japon kültürlerinde, 4 sayısının ölümle olan ilişkisinden yola çıkılmış, sonuç olarak da endişe ve kaygının ölüm riskini arttırdığı sonucuna varılmıştır.
İnsanlar üzerinde oldukça yaygın görülen bu olumsuz hislerin, bilimsel olarak öldürücü etkisi kanıtlanmış ve bilim insanları, tespitlerine Baskerville etkisi ismini vererek bu tespiti yapmalarına ilham veren Sir Arthur Conan Doyle’ı her daim takdir etmiştir.
Ayrıca ayın 4’ünde yayımlanan bu içeriği, tam da gününde okuyorsanız Baskerville etkisine göre dikkatli olmanızda fayda var. Hatırlatması bizden!