Yavru bir hayvan gördüğümüzde sevemeden duramayız. Ama sevmemizin onlara bir kötülük olduğunu da unutuyoruz. Hepimiz hayatımızda en az bir kere kedi yavrusu sevmişizdir. Sevdiğiniz kediyi ise annesi sizin kokunuz sindiği için o andan itibaren tanımamış olabilir.
Oldukça vahşi duran ve “neden kendi yavrularını öldürüyorlar?” sorusunu akla getiren bu durum, aslında hayvanlar aleminin bir nevi yenilenmesi anlamına geliyor. Bizler bu sevimli yavruların kendi ebeveynleri tarafından yenilerek öldürülmesine üzülsek de görünen o ki ebeveynlere bu durum büyük yarar sağlıyor.
Ekolojik ve fiziksel anlamda avantajlar kazanmak için yavrularını yemek, hayvanlar aleminde bizim düşündüğümüzün aksine onlar için vicdansız bir hareket sayılmıyor.
Aile içi evlat öldürme; bilimsel adıyla “filial infanticide”.
Domuzlardan kedilere, hamster’lardan böceklere kadar birçok hayvan türü, yavrularını öldürüyor ve hatta yiyor. İşte tam bu noktada kullanacağımız filial infanticide, ebeveynin kendi yavrularını öldürmesi; filial kanibalizm ise kendi çocuklarını yemesi anlamlarını taşırlar.
Oklahoma Üniversitesinde biyoloji profesörü olan ve bu konuyla ilgili bir kitap hazırlayan Douglas W. Mock: “Diğer türlerin yavrulara bizim yavrulara baktığımız gibi baktığını sanıyoruz. Bize göre bebek katli, hastalıklı bir şeymiş gibi görünüyor ama onlar için öyle değil” diyor.
Bu konuyla alakalı teorilere göz atalım. İlk varsayılan sebep: Enerji ve besin ihtiyaçlarını yavrudan karşılamak.
Dişi hayvanlar, doğumdan sonra eğer sağlıklılarsa yavrularını emzirmeye başlıyorlar. Eğer yavrulardan biri ya da birkaçı hastalıklı ve diğerlerine göre daha zayıf duruyorsa anne, muhtemelen o yavruyu yemiş oluyor. Böylece artan kalori ve enerjiyle birlikte diğer yavrularına gereken özeni verebilecek ve daha az enerji kaybetmiş olacaktır.
Diğer bir neden de hızlı olgunlaşamayan yavrudan kurtulabilmek için.
Sağlıklı bir gen aktarımı için en sağlıklı yavruları haricinde büyüyemeyen, sağlıksız veya sorunlu yavruları ebeveynleri yiyor. Böylece sağlıksız bir gen aktarımının da önü kapanmış oluyor. Buna bir tür evrimsel baskının getirdiği içgüdüsel bir şey de diyebiliriz.
Yeniden üreme fırsatı elde edebilmek de bu nedenler arasında.
Bazı türlerde erkekler, popülasyonun genç üyelerini, dişi ile çiftleşerek doğurganlığı artırmak amacıyla yiyebilir. Bunun en basit örneği aslanlardır. Erkek aslanlar, dişi ile çiftleşebilmek için yavrularını öldürenler grubuna girer. Şişe burunlu yunus olarak bilinen tür de bir anne yunusu yavrusu ile gördüğünde aileyi ortadan kaldırmak için elinden geleni yapar. Buna kıskançlık da diyebilir miyiz?
Son olarak, yavrular arasındaki rekabete engel olmak için.
Genellikle erkeklerin yavruları öldürdüğü bilinirken dişiler de yavrularını öldürebiliyorlar. Dişi ebeveynler, kendi yavrularının farklı türlerle daha kolay rekabet edebilmesi için ortak yuva yapan sosyal yapıya sahip kuş ve arıların yumurtalarını öldürürler. Veya bazı dişi balıklar da kendi üreme şanslarını artırabilmek için erkek balıkların yuvalarından yumurtaları çalıp yedikleri olabiliyor.
Tüm bu hipotezler, hayvanların “kendi” yavrularını neden yediklerine dair geliştirilen en makul ve kabul gören açıklamalardır. Artık sokaklarda yavrusunu yiyen bir kedi gördüğünüzde konuya o kadar da duygusal yaklaşmayın, en azından yeni yavruların üremesi için gerekli bir adım gözüyle bakarak olayı trajik hale getirmeyiz.