Hepimizin başına gelmiştir; yeni bir şeyler öğrendiğimizde o şeyle sürekli karşılaşmaya başladığımızı fark ederiz. Peki bu durumun nedeni tesadüflerden mi ibaret, yoksa başka bir durum mu var?
Herhangi bir şeyle alakalı bir bilgiyi öğrendiğinizde, aynı şeyi sağda solda duymaya veya okumaya başladığınız mutlaka olmuştur.
Hatta içinizden “Bunu geçen öğrenmiştim, şimdi karşıma çıktı. Tesadüfe bak” bile demiş olabilirsiniz. Psikolojiye göre bu durum bir tesadüf değil, çok daha fazlası.
Konu üzerinde yapılan araştırmalara göre, bu fenomenin nedeni, yeni öğrenilen bilgilerle kısa bir süre sonra tekrar karşılaştığınızda, beyniniz bu bilginin önemli olduğunu varsaymaya ve ona ayrı bir önem yüklemeye başlıyor.
Çünkü beyinlerimiz, tekrar edilen şeylere ekstra dikkat verme özelliğine sahip olarak evrimleşmiş durumda. Örüntü tanıma olarak bilinen bu özelliğimiz, evrimsel gelişimimizde önemli bir yere sahip.
Bu durumu kendi kendimize düşünmemizin veya yanımızdaki kişilerle paylaşmamızın nedeni de beynimizde önemli olarak algılanmış olması. Neden önemli algılandığına dair görsel bir örnek üzerinden gitmemiz gerekirse, aklınızda 10 tane farklı farklı renklerde top canlandırın ve yan yana dizin. Daha sonra topların arasına 2 siyah topu yan yana ekleyin ve zihninizde görsele uzaktan bakın. Bu 2 siyah top, gözünüze ilk çarpan toplar olacaktır.
Tıpkı bu durumda olduğu gibi, beynimiz de rastgele olan bilgiler arasında, birbirine benzer olanları önemsiyor ve ilginizi buraya topluyor.
Bu durumun bir diğer versiyonu ise, son zamanlarda düşündüğünüz şeylerle karşılaşmanız.
Örneğin arkadaşınızla bir konuda muhabbet ettikten sonra, aynı konuyla ilgili bir yoruma ertesi gün denk gelirseniz, aklınıza gelen ilk şey “Daha dün bunla ilgili konuşmuştum, tesadüf” olur.
Halbuki aslında bu da tesadüften uzak bir durum olabilir, aynı konuda yorumları daha önceden de okumuş olabilirsiniz. Ancak konu o an beyniniz için önemli olmadığından, öylece okuyup geçmişsinizdir.
Bu durumda ise daha bir önceki gün o konuyla ilgili bir sohbet içerisinde olduğunuz için, kısa bir süre sonra o konuda bir yoruma denk geldiğinizde, beyniniz önem derecesini yüksek olarak belirler.
Yani bu fenomen, aslında temelini algıda seçicilikten alıyor diyebiliriz.
Özetle beyin her bilgiye eşit davranmıyor, arka arkaya gelen bilgileri daha önemli olarak görüyor; tüm olay bundan ibaret.
Son olarak fenomenin isminin nereden geldiğini de açıklayalım: Amerikalı bir adam, Andreas Baader ve Ulrike Meinhof tarafından kurulan Kızıl Ordu Fraksiyonu adlı terör örgütüyle ilgili bir haber okuduktan sonra, bu örgütle ilgili bir çok şey görüp duymaya başlıyor ve durumu ilginç bulup bir dergiye mektup yazarak bildiriyor.
Dergide yayımlanan mektuba, pek çok okuyucudan “Aynı durum benim de başıma geldi” şeklinde geri dönüşler geliyor. Tüm bu sürecin sonunda bu durum, literatüre Baader-Meinhof Fenomeni adıyla geçiyor. İşte isminin arka planında yatan olay da böyle…