Bilim insanları, insan vücuduna hem mekanik hem de sinirsel olarak entegre olabilen bir protez el geliştirdiler. Bu protez el, bir insana başarılı bir şekilde takıldı.
İtalya, Avustralya, İsveç ve ABD’de uluslararası bir çalışma yürüten bir grup bilim insanı, eli, kolu veya bacağı kesilmiş engelli bireyler için umut olacak yeni bir işe imza attılar. Küresel çapta ilgi uyandıran çalışma kapsamında geliştirilen bir protez el, bir hastanın hayatını değiştirdi. Gelin hep birlikte çığır açan bu bilimsel gelişmeye yakından bakalım.
Aslen İsveçli olan Karin isimli bir kadın, bundan 20 yıl kadar önce elini kaybetti. Yıllar boyunca geleneksel protez kullanan talihsiz kadın, son dönemlerce ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Ağrılara karşı koyamayan Karin, doktorlar istemiyor olsa da ağrı kesici bağımlısı hâline geldi. İşte bunun üzerine Avustralya Biyonik Enstitüsü bünyesinde çalışmalarını sürdüren Max Ortiz Catalan, pek çok ülkeden isme ev sahipliği yapan ekibi ile fütüristik bir biyonik el geliştirdi.
Bu biyonik el, vücuda tamamen entegre oluyor!
Araştırma ekibi, alışılmışın aksine bir protez el ürettiler. Üretilen protezin titanyum malzemesi, vücudun kemik dokusuna entegre edildi. Bilim insanları, bu sayede çok sağlam bir mekanik bağlantı kurmayı başardılar. Ancak olay bundan ibaret değildi. İsveç’te ameliyata alınan kadının sinir hücreleri, robotik kola “dikildi“. Böylelikle mekanik bağlantı, sinir bağlantısı ile desteklendi. Karin, gerçekleştirilen operasyondan sonra robotik elini gerçek bir uzuv gibi kullanmaya başlamıştı.
Dünyada Neden Hiç Kimsenin Birbirinin Aynısı Olmadığını Öğrenince Gönül Rahatlığıyla “Benden Bir Tane Daha Yok” Diyebilirsiniz
Karin artık günlük ihtiyaçlarının yüzde 80 gibi ciddi bir bölümünü tek başına yapabiliyor. Üstelik operasyondan önce dayanılmaz hâle gelen ağrılar da kesilmiş durumda. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Max Ortiz Catalan, bunun ilk kez denenen bir yöntem olduğunu ve başarılı bir şekilde tamamlandığını söyledi. Bilim insanı, aynı yöntemin başka hastalarda da uygulanabileceğini, geliştirilen yöntemin uzuv kaybının yol açtığı olumsuzlukları giderebileceğini söylüyor.