Mel Brooks’un “Trajedi, benim parmağımı kesmemdir. Komedi ise sizin açık bir kanalizasyon çukuruna düşüp ölmenizdir.” sözü, birazdan anlatacağımız konuyla yakından ilişkili. Orta Çağ’da yaşadığınızı ve bir toplantı anında birdenbire lağıma düştüğünüzü düşündüğünüzde söz daha da anlamlı gelecek!
Orta Almanya’da bulunan Erfurt Kasabası’nda tarihe damgasını vuracak trajikomik bir olay yaşandı. Takvimler 26 Temmuz 1184’ü gösteriyordu, Kral Henry VI, o zamanlar Almanya Kralı ve pek yakında da Kutsal Roma İmparatoru olacaktı. Her şey, Kral’ın burada bir toplantı yapmasıyla başlıyor.
Orta Çağ’ın birbirinden garip olaylarına içeriklerimizle birlikte şahitlik etmeye devam ediyoruz. Şimdi de burnunuzu tıkadıysanız, yaşanan bu tuhaf kazanın detaylarına bakalım.
Henry, Avrupa’nın en güçlü hükümdarı olmak istiyordu.
Bu isteği doğrultusunda da her şeyin dört dörtlük olduğuna emin olmak istiyordu. Feodal soylular ile Roma Katolik Kilisesi’nin dini liderleri arasındaki sürekli güç mücadelelerinin yol açtığı büyük siyasi çekişmelerin yaşandığı bir dönemden bahsediyoruz.
Böyle bir çatışma, Mainz Başpiskoposu Wittelsbachlı Conrad (Conrad I olarak da bilinir) ile Thüringen Landgrave’ı Ludwig III arasında patlak verdi. Çatışmayı tam olarak neyin tetiklediği net değil, ancak büyük olasılıkla bir arazi anlaşmazlığı veya arazi kontrolüyle ilgili sorunlarla ilgili olduğu söyleniyor.
VI. Henry, ikili arasındaki anlaşmazlığa bir son vermek için toplantı düzenliyor.
Piskoposlar, üst düzey yetkililer, soylular… Hepsinin bir arada bulunduğu toplantı organize ediliyor. Roma İmparatorluğu’nun her bir bölgesindeki soylulara davetiyeler gönderildi ve ani bir mahkeme hazırlandı. Neredeyse hepsi davete icabet etti ve 25 Temmuz’da çok sayıda delege toplantıya iştirak etti.
Tahmin edeceğiniz üzere salonda her şey dört dörtlük, devasa bir salon ve büyük bir ziyafet. Herkes mutlu ve halinden memnun görünüyor, e haliyle bu kadar mutlu bir tabloya heyecan katmak için biraz da drama gerekliydi.
İşte hiçbir şeyin yolunda gitmediği nokta burası!
Birçok kişi, toplantının Aziz Petrus Kilisesi’nin katlarından birinde gerçekleştiğini düşünüyor, ancak diğer kaynaklar da başka bir yerde gerçekleştiğini iddia ediyor. Katılımcılar, davetin tadını doyasıya çıkarırken ve anlaşma sağlanırken, bulundukları zemin bir anda çöküyor ve tahmin edeceğiniz üzere davetliler bir anda kendilerini lağımda buluyorlar! Peki ama nasıl?
Yanlış okumadınız, 60’tan fazla soylu insan doğrudan bir foseptik çukuruna düştü. Bu sayı da biraz insaflı davranılmış gibi, zira bazı kaynaklara göre 100 kişiye yakın olduğu söylenmekte.
Hayal ettiğinizde bile kokuyu hissedebiliyorsunuz.
Kaynakların aktarışına göre, düşen insanların neredeyse hepsi boğularak ya da zehirli gazlardan zehirlenerek can vermiş. Bakıldığında komik gelse de oldukça trajik olduğunu kabul etmekte fayda var. Kral Henry, şanslı sayılabilen kesimden, çünkü kendisi hayatta kaldı. Duvara inşa edilmiş bir girintide oturduğundan düşmediği söyleniyor.
Orta Çağ’da her bir yapı için inşa edilen bu çukur, binaların dış kısmına inşa edilirken, Erfurt’taki tuvalet örneğinde atıkların toplandığı foseptik, şans bu ya, toplantı yapılan yerinin hemen altında bulunuyordu. Talihsiz olaydan sonra anlaşmazlığın çözülüp çözülmediği tam olarak bilinmese de Orta Çağ’ın en garip felaketlerinden biri olarak adını tarihe yazdırmayı başardı.