Tat alma duyusu, insanlarda ve hayvanların büyük bir kısmında, hepimizin bildiği gibi ağızda gerçekleşir. Ancak söz konusu ıstakozlar olduğunda bu durum pek de geçerli değildir.
Bu canlılar, yiyecekleri parçalama, kırma veya onların kokularını alma noktasında ne ağızlarından ne de burunlarından yardım alırlar. Onların bu süreci, bambaşka şekilde ilerler.
Peki bu durumun, ıstakozların ayaklarıyla olan ilgisi nedir?
Istakozlar genellikle yengeç ve midye de dahil olmak üzere sert deniz ürünlerini yemeyi tercih ederler.
Onlar pençelerini yani ayaklarını kullanarak, avlarını küçük parçalara ayırabilir ve bu avların sert kabuklarını kırabilirler. Devamında lokmalarını, bacakları aracılığıyla maksillipedlere yani ağızlarına iletirler.
Yani ıstakozların yemek yeme sürecinde ayakları, büyük önem taşır. Ayrıca ıstakozların dişleri, mide değirmeni olarak isimlendirilir ve yiyecekler, ağızlarının içinde parçalanır.
Yine ıstakozların vücudundaki tüyler hem koku hem de tat almalarına olanak sağlar.
Ancak ayaklar, tat alma noktasında tüylerden çok daha etkilidir. Ek olarak bu canlıların ayakları, sert kabuklu yiyecekleri parçalamalarına olanak sağlar. Genellikle bu işlem, güçlü çenelerle yapılır ancak söz konusu ıstakozlar olduğunda rolü, çene değil bacaklar üstlenir.
Yani ıstakozların ayakları, vücutlarının en değerli kısmıdır. Ayakları olmadan ne yiyeceklerin kokusunu veya tadını alabilirler ne de bu yiyecekleri tüketebilirler.