Bir yüzme havuzunun dibine veya denizin derinliklerine daldığımızda, kulaklarımızda giderek artan bir basınç hissederiz öyle değil mi? Peki deniz memelileri bu basınca nasıl dayanabiliyor?
Denizde yaşayan memeli canlılar, bizlerden katbekat daha fazla derinlere ulaşırlar. Hatta ömürlerini bu derinliklerde geçirirler.
Peki onlar su basıncından nasıl etkilenmez?
Deniz memelileri için basınç aslında büyük bir sorundur.
Fakat onların vücut sistemleri, denizlerin derinliklerinde yaşayabilmek için geniş bir adaptasyon yelpazesiyle donatılmıştır. Örneğin bu canlıların akciğerleri, tamamen sıkıştırılabilirdir.
Yani deniz memelilerinin akciğerlerindeki gazlar, kan dolaşımlarına ve kaslarına gönderilebilir. Bu iletim ise bu gazların basınç altında çözülebilmesine olanak tanır.
Ayrıca onların akciğerleri, kaslarda oksijen depolayan bir protein türü olan miyoglobin ve hemoglobin tutmak için adapte olmuşlardır.
Deniz memelilerinin sahip olduğu akciğer yapısındaki artılar, bunlarla sınırlı değildir.
Akciğerlerin bu adaptasyonu aynı zamanda alveollerdeki gaz alışverişini ve azotun kan dolaşımına girmesini engeller. Aslında çözünmüş gazlar kan dolaşımında kabarcıklar hâlinde çözeltiden çıktığında, çeşitli bükülmeler yaşanır.
Bu durum onlar için oldukça zararlı hatta ölümcül olabilir. Ancak deniz memelilerinin neredeyse tamamı, doğal olarak suda yavaşça yükselmeyi öğrenmişlerdir ve bu şekilde basınçtan kurtulmayı başarırlar.
Ayrıca deniz memelilerinin kulak kanallarında hava veya baş boşluklarında sinüsleri olsa da bu boşlukları kaplayan dokular genellikle oldukça esnektir ve kolayca genişleyebilir. Böylece havayı dışarı atabilir ve basınç farkını önleyebilirler.