Derin bir uykudayken gördüğümüz rüyalarda gözlerimizi nereye çevirirsek aslında uyurken de o yöne baktığımızı biliyor muydunuz?
Bazen uykudayken gözlerimizi kırptığımız bile oluyor. Bu göz hareketleri aslında oldukça doğal.
Peki rüyada ne tarafa bakıyorsak, gerçekte de gözlerimiz o yöne mi çevriliyor? Bakın bilimsel araştırmalar bu soruya nasıl cevap getirmiş!
Rüyalarımızın içinde neler olup bittiğine dair bilimsel veriler elde etmek oldukça zor.
California Üniversitesinden araştırmacılar, bu konuda çığır açan bir çalışma gerçekleştirerek rüyalarımızda gözlerimizin nasıl hareket ettiğini ve bu hareketlerin ne anlama geldiğini anlamaya bir adım daha yaklaşmış görünüyorlar.
Massimo Scanziani, çalışmayı yürütürken “bu göz hareketlerinin rastgele olmadığı kanıtlandı” diyor. Bu keşif, beynimizin uykudayken bile bilişsel süreçlerle aktif olduğunu gösteriyor ve rüyaların nasıl oluştuğu hakkında bizlere önemli bilgiler sunuyor.
REM uykusu, genellikle rüya görülen aşama olarak biliniyor.
Gözlerin hızla hareket ettiği bu süreçte beyin, oldukça aktif görünüyor. Ancak göz hareketlerinin bu kadar önemli bir rol oynayıp oynamadığı ve ne amaçla gerçekleştiği uzun süredir bilim insanları tarafından tartışılmaktaydı.
Teorilere göre, bu hareketler rastgele ya da göz kapaklarını kaygan tutmak için gerçekleştirilen refleksif hareketler olarak görülüyordu. Yapılan yeni araştırmalar ise bu görüşü tersine çeviriyor.
Fareler üzerinde yapılan incelemelerde REM uykusu sırasında beynin yönelme hücrelerinin aktif olduğu ve bu hücrelerin göz hareketleriyle uyumlu çalıştığı gözlemlendi.
Yani anlayacağınız gözlerimiz, rüyamızda neye bakıyorsa ona uyum sağlıyor. Bu, hayal gücümüzün beyinle ne kadar iç içe geçtiğini ve rüya görme sırasında beynimizin nasıl çalıştığını bize gösteriyor.
Bu araştırmadan çıkan sonuç ise rüyaların sadece rastgele görüntüler değil, gün boyunca topladığımız bilgilerin işlenme ve bütünleşme yolları olabileceğidir. Beynin hem uyanıkken hem de rüya sırasında benzer bölgelerini kullanarak bilgiyi işlemesi, rüyaların hafıza ve öğrenme süreçleriyle nasıl ilişkilendirilebileceğine dair yeni bir anlayış sağlamamıza yardımcı olabilir.