Pek çok kadın yakın arkadaşlarıyla belirli bir zaman geçirdikten sonra regl döngülerinin senkronize olduğunu belirtiyor. Hatta bunu çevrenizdeki herhangi bir kadına sorsanız muhtemelen o da size aynı cevabı verecektir, peki bu düşünce herhangi bir gerçeklik payı taşıyor mu yoksa şehir efsanesinden mi ibaret?
Birçok kadın genelde aynı evin, yurdun veya ortamın içerisinde başka kadınlarla çok sık zaman geçirdiklerinde artık regl döngülerinin senkronize olarak hareket ettiğini söyler. Hatta bu konu, kadınlar arasında artık o kadar büyük bir inanış hâline geldi ki mutlaka bir sohbet ortamında bu durumun ne kadar garip olduğu hakkında konuşulur.
Bu durum genelde kadınlar arasında; regl olan bir kadına dokunduğunuzda “feromonlarınız birbirinden etkilenerek aynı döngüde hizaya geldiği” şeklinde açıklanır. Ancak tabii ki bu olayın bilimde bir yeri ve açıklaması var. Gelin bu sır perdesini beraber aralayalım:
Bilimde bu olay “McClintock etkisi” olarak da biliniyor. Bu etkinin araştırmacısı da tahmin edilebileceği üzere Martha Clintock adındaki bir kadın.
McClintock, 1971 yılında bu olayı araştırmak adına yurtta beraber yaşayan 135 üniversiteli kadın öğrenciyi regl döngülerinin senkronize olup olmaması adına incelemiş. Hatta McClintock’un araştırmasından önce bilimde bu duruma dair herhangi bir araştırma yapılmamış. Araştırmayla beraber ciddiye alınan bu olay, geçmişten günümüze pek çok araştırmanın konusu olmuş.
Araştırma, kadınların ne zaman yumurtladıkları değil de tam olarak ne zaman kanamaya başladıkları göz önüne alınarak ilerlemişti. Ve sonuçlar hiç de şaşırtıcı değildi; evet, gerçekten de yapılan araştırmaların sonucu kadınların doğru söylediğini işaret ediyordu.
Ancak güncel araştırmalar ise McClintock etkisinin tam tersini söylüyor.
Günümüzde kadınların regl döngülerini takip etmekleri artık teknolojinin nimetleri sayesinde çok kolay bir şekilde mümkün olabiliyor. Yani aslında bu durumu siz de annenizle, kız kardeşinizle veya arkadaşınızla deneyebilirsiniz. Kadınlardan toplanılan verilere göre, bu senkronizasyon aslında bir şehir efsanesinden ibaret.
Toplanılan verilere ek olarak; 2006 yılında Çin’de bir kız yurdunda bir başka araştırma daha gerçekleştirilmiş. Bu araştırmaya katılan 186 kadının sonuçlarına göre; senkronizasyonun gerçekleşmesi, aslında matematiksel bir tesadüfe dayalı. Yani, yapılan her 2 araştırma da birbirini destekler nitelikte.
Bu konuya dair Oxford Üniversitesi ve regl takip uygulaması şirketi Clue birlikte bir çalışma yürüttü ve şimdiye kadar ortaya atılan bütün araştırmalar arasında en güvenilir kaynak olarak görüldü. 1500’den fazla kadının katıldığı bu araştırmada, veriler; kadınların birbirlerine yakın durarak regl senkronizasyonu yapmalarının imkânsız olduğunu gösterdi.
Yoksa kadınlar Ay’ın evrelerine göre mi regl döngüsüne giriyor?
Birçok insan uzun yıllardır regl döngüsünün Ay ile ilişkili olduğuna inanıyor ve hatta Ay’ın evrelerinin regl dönemiyle bağlantılı olduğu ve bir şekilde o evrelerle ilişkilendirildiğini gösteren birtakım araştırmalar bile var. 1986 yılında yapılan eski bir araştırmaya göre, kadınların %28’sinden fazlası regl dönemlerini gerçekten de Ay döngüsü içerisinde yaşamış.
Ancak tabii ki dediğimiz gibi bu eski bir araştırma, yoksa yukarıda yapılan bir başka araştırma gibi bu da matematiksel bir tesadüf olabilir. Eğer bu çalışma günümüzde de geçerlilik gösterseydi her 4 kadından 1’i gerçekten de Ay döngüsü içerisinde regl olacaktı. Fakat bu çalışmanın daha sonra herhangi bir doğruluk payı içermediği kanıtlanmış.
Bendeniz Editör olarak bu konuya çok şaşırdığımı eklemekle beraber gerçekten bu olayın doğru olduğunu düşünüyordum. Eminim ki elbet bir gün bu olayın gerçekliğini kanıtlayacağız! O güne dek sizlere bilimle ve sağlıkla dolu günler diler, yorumlarda düşüncelerinizi merakla beklediğimizi hatırlatmak isteriz…