Büyük depremler sırasında sadece çürük binalar yıkılmıyor. Bazen sağlam bir bina, yanındaki binanın kendisine çarpması nedeniyle hasar görebiliyor ve hatta yıkılabiliyor. İşte bu duruma “çekiçleme etkisi” deniyor.
Türkiye bir deprem ülkesi ve bu durumun ne kadar acı sonuçlara yol açabileceğini 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde bir kez daha gördük. 7.7 ve 7.6’lık depremler, başta Kahramanmaraş olmak üzere en az 11 ilde çok büyük bir yıkıma neden oldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı verilerine göre 6 Şubat depremlerinin maliyeti, 100 binden fazla bina oldu.
100 binden fazla binanın yıkılmış veya acil yıkım kararı verilmiş olması, bu binaların tamamının çürük olduğu anlamına gelmiyor. Aslında bazı binalar, ne yazık ki yanlarındaki binalar nedeniyle yıkıldılar. Hatta pek çoğunuz izlemişsinizdir; deprem anında çekilen bazı binalarda çok şiddetli gümbürtülerin kopmasının nedeni de buydu. Birbirlerine çarpan binalar “çekiçleme etkisi” yapmış, depremin şiddetini ciddi anlamda artırmıştı.
Peki nedir bu çekiçleme etkisi? Nasıl oldu da depremin bilançosunu artırdı?
Gerek Türkiye gerekse diğer ülkelerde sıra evler yaygındır. Bazı caddeleri bilirsiniz; bir sıra üzerinde inşa edilmiş onlarca ev bulunur. Bu binalar kimi zaman aynı yükseltiye sahipken kimi zaman ise farklı yüksekliklerde olurlar. İşte “çekiçleme etkisi” dediğimiz olay, tam olarak bu binalar arasında yaşanmaktadır.
Şiddetli depremler, yüksek binaların sallanmasına neden olur. Bu çok olağan bir şeydir. Ancak bazen deprem etkisi ile binalar birbirlerine çarpmaya başlar. Bazen aynı yükseltiye sahip olan binalar, bazense farklı yüksekliklerdeki binalar deprem etkisi ile birbirlerine çarpar. Yaşanan bu olay, çekiçleme etkisi olarak anılmaktadır.
Deprem anında yaşanan çekiçleme etkisinin en güzel örneklerinden bir tanesi:
Çekiçleme etkisi, iki bağımsız binanın bitişik şekilde inşa edilmesi nedeniyle yaşanır. Basit bir örnek verelim: Eğer yukarıdaki binalar tek bir zemin üzerine inşa edilmiş olsalardı, bir bütün halinde sallanacaklardı. Ancak iki farklı temel ile birbirlerine komşu olan bağımsız kolonlar, bu durumun yaşanmasına yol açmış durumda.
Yükseklik farkı attıkça, çekiçlemenin yol açtığı hasar da artabilir!
Çekiçleme etkisinin deprem anında yol açacağı ekstra hasar, pek çok değişkene bağlıdır. Bu bağlamda, aynı yükseltiye sahip olan iki bina birbirlerine çatıdan çarpacaktır. Ancak yükseklik farkı arttıkça bu durum değişir. Yüksek olan bina, alçak olan binaya çarptığı yerden aldığı hasara dayanamayabilir. Böylesi bir durumda yıkım kaçınılmaz olacaktır.
Şunu da unutmamak gerek; şiddetli bir deprem anında binanın hangi yöne doğru sallanacağını bilmek çok güçtür. Çekiçleme etkisi nedeniyle orta katları itibarıyla yıkılan bir bina, çevresindeki binaların üzerine de yıkılabilir. İşte bu durumda hasarın boyutu birkaç kat daha artacaktır.
Çekiçleme etkisi, çok kolay bir şekilde absorbe edilebilir.
Çekiçleme etkisinin neden olduğu riskler, çok kolay bir şekilde ortadan kaldırılabilmektedir. Uygulanabilecek ilk önlem, binalar arasına yeterli mesafeyi koymaktır. Bu sayede binaların birbirlerine çarpması engellenebilir. Bu yapılamıyorsa, deprem derzi uygulamaları ile binalar arasındaki sismik izolasyon sağlanabilir. Böylelikle büyük depremlerin etkileri bir nebze de olsa azaltılabilir.
Deprem derzi ile ilgili detaylı bilgi edinmek isterseniz, aşağıdaki içeriğimize göz atabilirsiniz: